Hiç ömrünüzde birisini sevdiniz mi? Büyük bir eleme uğradınız, ağır bir ızdırap çektiniz mi? Eğer sevdiniz veya üzüldünüzse bu dakikada bahtiyarlığınızı fısıldayacak, kederinizi anlatacak, önünde gözyaşlannızı dökecek bir sırdaş aramış olacaksınız. Bu sizin için bir ruh ihtiyacıdır; Hâkimler vakıaları ve kanunları hiç eksiksiz bilseler ve (âlimi kül) dahi olsalardı, avukatın araya girmesi, yine derin bir ruh ihtiyacına tekabül edecekti. Çünkü davacılar, yardakçılık etmeksizin ve her dediklerini alkışlamaksızın kendilerim sabır ile, yumuşaklık ve tatlılık ile dinleyecek bir sırdaş isterler. Bu sırdaş kendilerinin seçtikleri, kendileri gibi emniyetli
bir adam olursa itimat ile on koşar, tehlikeye uğrayan canlan, mallan haklan
da fikir, nasihat ve yardım isterler. Hakkına tecavüz edildiği kanaatiyle avukat yazıhanesine sığınarak hakkını alacağından, yahut haksızlığın giderileceğinden emin bir halde çıkan adam, bir camiden veya kiliseden çıkan dindar bir adam kadar ruh
ve vicdan huzuruna kavuşmuştur.