Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Duygular ortaya çıkmak ve anlaşılmak için fikirlerle birlikte olmak zorundadır. Fikirler duyguların gidasıdır. "Yol kenarında gözyaşları içinde bir çocuk gördüm. Ablası çocuğun yaşlarını kurutmaya çalışıyordu. Dikkatle yanaşıp dedim ki 'Çocuğum, niçin tahta ayakkabı giyindin?' Çocuk ızdırap içerisinde ayakkabılarına bakarak vereceği cevabı bulmaya uğraştı ve artık başka hiçbir şey düşünmeyerek ağlamayı kesti; böylece kederi devam ettiren fikir ortadan kalktığı gibi keder de sona erdi. Bir asker heyecanlı bir çarpışmada bedenine giren kurşunu hissetmeksizin savaşa devam eder. Niçin? Çünkü dikkati bir başka noktaya çevrildiğinden yarasını görmüyor ve görmediği bir ağrıyı hissetmiyor. Fakat yara bilfiil mevcuttur ve vücut, kanın devamlı olarak akması sebebiyle hayatı sürdüremeyecek derecede zarar görmüştür. Organlarla ilgili bu zararla beraber yaralıda bir fikir, bir biliş meydana gelmedikçe ağrı da yoktur. Keza hipnotizma uykusunda bulunan birinin kaslarını iğnelerle incitmek müm- kündür. Fakat uykuda olan şahıs bir şey hissetmez, çünkü bilgisi yoktur." (Eymieu)
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
Döndüm , döndüm , döndüm ... Eteklerim savruldu zamanda. Bi ucu geçmişe , diğer ucu ise geleceğe bulandı. Ağırlaşmaya başladı ak çiçeklerle bezenmiş eteklerim . Durursam bulaşırdı geçmişim ve geleceğim birbirine, ak çiçeklerime düşerdi çehresi soluk benizli bir ızdırap. Döndüm ... Ben anın hafif çakır keyif polyannasıydım.
• Uluslar düşünmezler, yalnızca hissederler. Duygularını mizaçları aracılığıyla ikinci elden alırlar, beyinlerinden değil. • İnsan makinesi. Kişisel olmayan insan makinesi. İnsanın ne olduğu, kendi yapısıyla birlikte kalıtsal özellikleri, yaşam alanı ve ilişkilerinin getirdiği etkilere de bağlıdır. Sadece dış etkenler tarafından yönlendirilir,
Yarım aydınların (diplomalı cahillerin) ve ukalanın çoğalması ile mevcut ilim ve fikir adamları boğulmaya, manevi değerler alt üst olmaya başlayınca buhranlar şiddetlenmiş ve terakki yolları bataklığa çevrilmiştir. Bu vasatın (bu gün bile milleti uyutmaya yarayan) yabancı tahrip faaliyetlerine ve hiyanete de pek elverişli oldupunu da ilave edersek bu gün Türkiye de hüküm süren fikri kültürel, mefkurevi, ahlaki siyasi ve iktisadi buhranların tabii olduğu anlaşılır..... Milletimiz bir buhran ve ızdırap geçirmektedir. Tarihin gösterdiği üzere ızdıraplar mefkurecilerini ve icraat adamlarını çıkaracaktır. Esasen buhranların kayıtsızlık değil ızdırap yaratması bu hayatiyetin mevcud olduğuna ve kurtuluş yolunu açacağına, mefkurecileri çıkaracağına sağlam delildir.
·
Puan vermedi
#kağıdadökülenler
Ben burda daha yeniyim.Bugün çekmeceleri karıştırırken geçen yıldan kalan bir şeyler buldum.Sizlerle paylaşmak isterim..) "Geleceğini bilen insan ızdırap çekiyor-dileğinin gerçek olmayacağını bilerek yaşamak ağır gelir ona.İnsanı yaşatan hayalleridir.O bir şey ister ve gerçekten istiyorsa bu onu mutlu eder.Eğer insan hayalinin gerçekleşmesinden korkuyorsa bu hayal değil hevestir.Eğer insanın hayalini gerçekleştirme fırsatı varsa ve o bundan vazgeçiyorsa demek ki riske gitmekten korkuyor.Bu risk hayalleri uğruna olsa bile...Bu kitapta bildiğim bir fikir var:yaşadığı coğrafyanın ve toplumun baskısı altında kalarak risk almamak.Lakin her insana kulak vermeyen bu 'hayalperest' kendi istekleri uğruna riskleri de göze alarak yola çıkar.Ve istekleri için her şeye katlanır.Bazense hayalinin erişilemez olması fikrine kaptırır kendini.Hatta hayalinden vazgeçiyor.Yolundan geri dönüyor.Ama bu kitaptaki başkahraman Santyago her şeye rağmen ,İspanya'da bir çoban olmayı değil,hayallerine ulaşmayı seçer))okuduğunuz için teşekkürler.
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,6bin okunma
Reklam
Ruh ihtiyacı...
Hiç ömrünüzde birisini sevdiniz mi? Büyük bir eleme uğradınız, ağır bir ızdırap çektiniz mi? Eğer sevdiniz veya üzüldünüzse bu dakikada bahtiyarlığınızı fısıldayacak, kederinizi anlatacak, önünde gözyaşlannızı dökecek bir sırdaş aramış olacaksınız. Bu sizin için bir ruh ihtiyacıdır; Hâkimler vakıaları ve kanunları hiç eksiksiz bilseler ve (âlimi kül) dahi olsalardı, avukatın araya girmesi, yine derin bir ruh ihtiyacına tekabül edecekti. Çünkü davacılar, yardakçılık etmeksizin ve her dediklerini alkışlamaksızın kendilerim sabır ile, yumuşaklık ve tatlılık ile dinleyecek bir sırdaş isterler. Bu sırdaş kendilerinin seçtikleri, kendileri gibi emniyetli bir adam olursa itimat ile on koşar, tehlikeye uğrayan canlan, mallan haklan da fikir, nasihat ve yardım isterler. Hakkına tecavüz edildiği kanaatiyle avukat yazıhanesine sığınarak hakkını alacağından, yahut haksızlığın giderileceğinden emin bir halde çıkan adam, bir camiden veya kiliseden çıkan dindar bir adam kadar ruh ve vicdan huzuruna kavuşmuştur.
Sayfa 8
MUKADDİME Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Osmanlı tarihi neden anlatılır? Bize vermiş olduğu mesajlar nelerdir? Amaç ne gaye ne hedef ne? Altını bir miktar doldurmamız lazım. Tarih de olmazsa olmaz kriterler vardır. O kriterler iyice yerleşmediği taktirde Tarihten elde edilmesi gereken menfaatin elde edilmesi mümkün değildir.
Razi, ruh sağlığı üzerine de Tibbü'r-Rüháni isimli bir eser yazmıştır. Bu, aklın övülmesi ile başlayan, heva, kibir, öfke. haset aşırı ızdırap veren düşünce, düşkünlük, sarhoşluk gibi meseleler hakkında filozofça yazılmış bir eserdir. Günümüzde tıp, ruh sağlığına bu açıdan yaklaşmamakla eleştirilir. Bu, ilk bakışta makul gözüken bir eleştiridir. Ancak eski tabiplerin talebelik hayatına İslam ilimlerin tahsilyle başladığı ve toplumda da İslami bir hayatın hakim olduğu malumdur. Günümüz tabipleri ise ne dini ilimleri tahsil etmekte, ne de İslâmi kaidelere göre yaşayan bir toplumunda yetişmektedir. İkisinden de mahrum olan bu kimselerden esasında tasavvufun alanına giren nefis terbiyesi hakkında fikir beyan etmelerini beklemek büyük hatalara kapı aralamaktır.
308 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
HÜSEYİN NİHAL ATSIZ - RUH ADAM 10/10 Burkay'ın Açığma- Kün'e olan aşkını anlatan Uygar masalıyla başlıyor Atsız. Burkay, evli olduğu halde Açığma- Kün'e aşık olunca karısını kurban ediyor ve karısı "Kıyamete kadar, dünyaya her gelişinde ruhun ızdırap içerisinde çalkalansın" bedduasını ediyor ve nitekim bedduası kabul
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202126,8bin okunma
106 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.