Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
العالم كالكعبة يأتيها البعداء ويزهد فيها القرباء "Âlim, Ka'be gibidir; Uzaktakiler ona gelirken, yakın olanlar ise (kıymetini bilmeyerek) ondan uzak dururlar..." (İmam Mâverdî, Edebu'd-dünya ve'd-dîn)
O tarihlerde Araplar daha o güne Cuma demiyorlar, Yevmü'l-Aruba/Arapların günü diyorlar ve o gün ta Efendimiz'in (sas) 7. göbekten dedesi Ka'b b. Lüey'den beridir Arapların toplanma günü olarak değerlendiriliyordu. O gün Araplar bulundukları belde de bir araya gelir, sorunlarını konuşur, görüşür ve dağılırlardı. Medineli Araplar da bunu yaparlardı. Es'ad b. Zürâre bu geleneği fırsat bilerek; iman ile tanışan kardeşlerini boş yere gidip zaman kaybedecekleri yerde, hatta gidip şirke ait bazı hadislere şahit olmaları yerine; Dârü'l-Es'ad'da toplar; onlara iki rekât cemaatle namaz kıldırır, sonrasında ise aynen hutbeye benzer bir konuşma yapar, Müslümanlar olarak dert ve sorunlarını konuşurlardı. Hatta bazı kaynaklar Medine'de kılınan bu ilk Cuma namazındaki cemaat sayısının 40 olduğunu söylerler.
Sayfa 134 - Siyer Yayınları
Reklam
On sekizinci yüzyılda Immanuel Kant, hepimizin tamam lanmış, iyi yapılandırılmış, paylaşılan bir dünyada yaşadığımız şeklindeki kabul görmüş sağduyulu varsayımı çürütmüştür. Bugün nörolojik aparatlarımız sayesinde biliyoruz ki her insan kendi gerçekliğinin yaratılmasında büyük bir rol oynuyor. Başka bir deyişle, duyularınıza gelen bir veriyle karşılaştığınızda işe ka rışan ve dünyayı otomatik ve bilinçdışı olarak eşsiz bir tarzda oluşturmanızı sağlayan çok sayıda zihinsel kategori (örneğin, nicelik, nitelik, neden ve sonuç) yapınızda bulunmaktadır. Bu yüzden varoluşsal tecrit yalnızca biyolojik hayatın kaybını değil, aynı zamanda başkasının zihninde aynı şekilde var olma yan sizin kendi zengin, mucizevi şekilde ayrıntılı dünyanızın da kaybını ifade eder.
Sayfa 110Kitabı okudu
Güzel kardeşim şöyle bir hadis de var. Hz. Ömer, Übey b. Ka'b'in, (r.a.) sekiz rekât olan terâvih namazını yirmi rekât olarak kıldığını ve Rasûlüllah (asm) döneminde münferiden kılınan bu namazın cemaat halinde kılındığını gördüğünde: "Bu ne güzel bid ât"demiştir. (Muhammed Revvâs Kal'acî, Mevsüatu Fıkhı Umar b. e!Hattâb, Kuveyt 1984, s. 125). Misal minareler peygamberimiz zamanında yoktu.. ama bidat diyemeyiz. Var olan şeyi sistemleştirmek. Bidat olması için, bir sünneti yok edip, islama aykırı olan yeni bir şekilde ortaya çıkması lazım.. Mevlidler misal kötü bir şey değil. Peygamberimize şiirler okumak vs. Sahabeler de peygamberimize okumuştur şiir vs.. Misal dini konuşmalar yaparken peygamberimizde mikrofon yoktu . Şimdi her yerde var...sonradan çıktı diye bidat demiyoruz... Başka bir hadisde şöyle; Kim islamda iyi bir çığır açarsa açtığı çığrın ecri ve kendisinden sonra, onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, sevaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de islamda (müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı çığrın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından birşey eksilmeden ona aittir.” (Riyâzu’s-Salihîn, 19, bab. 172. hadis, s. 158 (müslim’den); Sunenu’n-Neseî, V, 99;
20.08.97 — 13.04.24

20.08.97 — 13.04.24

@suskun19
·
21 Temmuz 2023 00:26
Bid’at’ın Güzeli Yoktur (2)...
Allahu Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim/tamamladım…” (Mâide 3) Ebu Zerr Ğifârî (رضي الله عنه) şöyle söylemiştir: “Rasûlullah (ﷺ) bizi bıraktığında (vefat ettiğinde) semada uçan kuş hakkında bile bize bir bilgi vermişti. (yani şeriat kâmildir, onda hiçbir eksiklik yoktur.) şöyle dedi: “Cennete yakınlaştıran ve cehennemden uzak tutan hiçbir şey kalmamıştır ki muhakkak size beyan edilmiştir” (Taberânî, El-Elbânî: Sahih) Abdullah B.Mes’ûd (رضي الله عنه) şöyle demiştir: “Tâbi olun, dinde olmayan işler icat etmeyin. Muhakkak ki sizler müstağni kılındınız. (yani Allah ve Rasûlü size yeterlidir, dinde olmayan işler icat etmeye ihtiyaç yoktur.)” Râvilerden Muhâdır, İbn Mes’ûd’un bundan sonra şunu söylediğini eklemiştir: “Her bid’at sapıklıktır.” (Taberânî, Dârimî, Beyhakî, Muhammed el-Mervezî; Kitâbu’s-Sunne, Heysemî: Sahih)"
Update Loading ..
Telefondaki güncellemeler ne kadar normal ve gerekliyse zihindeki güncellemeler bir o kadar gereklidir.Güncellenen bir zihnin tohumlarının atıldığı yeni bir hafta olması dileğiyle günaydın bir ka ailesi :)
Firari.
Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin Sana kafir dediler, diş biledim Hak'ka bile Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile. Sana çirkin demedim ben, kafir demedim Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim Bu firar aklına nereden, ne zaman esti senin. Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek. Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek.
Faruk Nafiz Çamlıbel
Faruk Nafiz Çamlıbel
Reklam
Kadrú, oğullarını ahlaksızlığa sürüklemeye çalışmış ve kara görünsün diye atın kuyruğuna asılmalarını istemiş onlardan. Yılanlar bunu reddetmişler. Bunun üzerine Kadru ilk kez öfkesini kusmuş. Şöyle demiş: 'Hepiniz yok olacaksınız..." "Sen de bir gün öğreneceksin ki," dedi Vinata daha alçak bir sesle, "hiçbir şey yok olmaz, çünkü her şey kendinden bir şey bırakır ve geriye kalan her şey bir başlangıçtır...
Di şevên tarî tenê, û bê deng de dicemidim, Wekî kuçikê ber pezê şivana min xwedî derkeve û nav şeqê evîna xwe de şaaa bike! serê min bide ser memkê xwe yî bilind û tiliyên teyê zirav di nav porê min de bila bilîzin Min vezelîne ser cendekê xweyî germ, bila mîna mûma ka stî xwar dilop dilop bihelim, birijim winda bim. - Ronav Yaşar
Ancak Yeniçeri Ocağı'nın kurulmasında Hacı Bektaş Veli'nin ne rolü, ne de katkısı vardır. Birçok kaynağa göre Hacı Bektaş Veli 1271'de Hak'ka yürümüş, Osmanlı Devleti 1299'da kurulmak için hamle yapmış, Yeniçeri Ordusu da 1362-63'de kurulmuştur. Tarihler kesin değildir, kimi araştırmacılar Hacı Bektaş'ın Hakkka yürümesini 1337 olarak vermektedir. Bu bile doğru olsa, Hacı Bektaş Veli ile Yeniçeri Ordusu arasında doğrudan bağ kurulamaz. Yani Hacı Bektaş Veli Yeniçeri ordusuna "el vermemiştir". Kesin olan budur. Ancak bu kesinlik sonucu değiştirmez. Yani Yeniçeri Ordusu Bektaşi Babalarının himayesinde ve desteğinde şekillenmiştir.
Defterleri kaldırdı. Ayağa kalktı. Gene gelecekmiş. Be- nimle görüşmek istediğine göre gelecek elbette. Bugün doğ- muş olsaydım! Gelecek, ne güzel maceralar hazırlıyordu bana. Kimsenin yaşamadığı güzellikleri tanıyacaktım. Selim de ölmemiş olsaydı. Allahım, ben ne yaptım! Bu güne ka- dar söylediğim her sözü geri alıyorum. Konuşmayı da bir unutabilsem. Yeni bir dünya var, anlıyor musun Olric?
Sayfa 348
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.