Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sıkıntı, dert, tasa “Allah’a Sevgili” olandan başkasına inmedi.
Derslerden birinde, koca bir kitabı önüne açıp, parmaklarıyla takip ederek, "sı-kın-tı mut-la-ka bir gü-na-hın ce-za-sı-dır" diye, heceleye heceleye okuduğu o gün geldi aklına.
Sayfa 101 - Söz: La EdriKitabı okudu
Facebook kullananların dikkatine
Damızlık Kızın Öyküsü kitabının yazarı Margaret Atwood'un söylediği gibi; "İnsanların yarattığı teknolojinin her boyutu ka­ ranlık bir tarafa sahiptir, buna ok ve yay da dahil:'53 Facebook'un karanlık tarafı da veri ihlalleri ve kişisel bilgilerin izinsiz olarak kullanılıp reklam verenlere satılmasıyla başlıyor.
Reklam
onun da rızasıyla vereceğini biliyordu. Luke'a engel olan tek şey, sonrasında Sydney'nin anlamlı bakışlarında görme ihti- malini düşündüğü ifadeydi. O gözlerde pişmanlık, suçluluk ya da kendi hissedeceği katkısız mutluluğun dışında herhangi bir duygu görmeye dayanamazdı. O yüzden, onu kucaklamak yerine kamyonetinin yolcu koltuğuna
Sayfa 99
Biz sadece geçici heveslerin, anı yaşamanın peşinde değiliz ama çok uzaktaki bir dağı işaret edip, "Oraya ka­ dar giderseniz, göreceksiniz," diyorlar. Pek tabii ki bunda da doğruluk payı olduğunu biliyoruz ancak sanki şu an çok kötü bir karın ağrın olmasına rağmen ağrıyı görmez­ den gelip, "Hadi biraz daha dayan. Dağın tepesine çı­kınca tamamdır," gibi bir şey öğütlüyorlar. Kesinlikle biri yanılıyor. Kötü olan sizsiniz.
lafını esirgememek istemişti, çünkü insanlar laflarını esirgiyordu, yeter artık demiyordu, çünkü kimse kendi kanaatini belirtmiyordu, ama dünyanın b*ka sarmasına hiç itirazları olmaksızın öylesine takılıyorlardı, çünkü insanlar başkalarını memnun etmekten, hayır demenin sonrasında çıkacak tatsızlıklardan kaçınmak için deveye hendek atlatıyorlardı, dünya bu yüzden b*ka sarmıştı
Eski dönemlerde Çin'de pek çok kişi ölümlülüğünü unutma­ mak için evinde bir tabut bulundururdu; bazıları da önemli ka­ rarlar almaları gerektiğinde bu tabutun içine yatarlar, böylece her şeyin nasıl da geçici olduğunu çok daha iyi bir bakış açısın­ dan görebilmeyi başarırlardı.
Reklam
Razi, "es­ Sîretü'l felsefesiyye", s. 110)
"Beni tanıyanlar bilirler ki, ilme karşı olan sevgim, tutkum ve bu yoldaki çalışmalarım gençliğimden beri aralıksız devam etmektedir. Hatta okumadığım bir kitap, karşılaşmadığım bir ilim adamı bulunursa -büyük bir zarara uğramam söz konusu dahi olsa- her şeyi bir yana bırakıp, o kitabı okumadan, o alimi tanımadan edemem. Bu alandaki sabırlı çalışma­ larım neticesinde, bir yıl içinde müsvedde olarak yirmi bin varaktan f azla yazı yazdım. El-Camiu'l-kebir üzerinde geceli gündüzlü on beş yıl çalıştım. Neticede gözlerim zayıfladı ve elim titreyip tutmaz oldu. Bu halde iken dahi peşini bırakmadım, başkasına okutup yazdırarak gücümün yettiği ka dar çalışmalarıma devam ediyorum. "
"Daha sonra diğer kadınları düşündüm, yani gerçek ka­ dınları, büyük çoğunluğu. Ev işlerini bir hizmetçi maaşı bile almadan ve soylu annelik görevlerini ihmal etmeden sabır­ la yerine getirenler; bir tekdüzelik içinde kör, zincirlenmiş, cahil ama yeryüzünün en büyük gücü olanlar. Yaptıklarıyla karşılaştırıldığında daha neler yapabileceklerini düşündüm ve kalbim öfkeden çok başka duygularla kabardı."
Ka bibejê ez û tu li kû man ?
Çağımız iki bakımdan şanslı sayıla bilir. G e ç m i ş açısından tüm kültürleri ve onların ortaya koyduklarını tadıyoruz ve tüm zamanların en soylu kanıy la besleniyoruz, bağrından bu kültürlerin doğduğu güçlerin büyüsüne, onlara geçici olarak zevkle ve ürpertiyle teslim olabilecek denli yakın duruyoruz hala: eski kültürler ise sa dece kendi kendilerinin tadına bakahilmişler ve kendilerin den ötesini görememişlerdi, daha geniş ya da daha dar ka vis li bir kapak örtülmüş gibiydi üzerlerine; gerçi ışık düşüyordu buradan üstlerine, ama bakışları bunun dışına çıkamıyordu. G e 1 e c e k açısından ise, tarihte ilk kez insani-evrensel, insanların yaşadığı tüm yeryüzünü kuşatan hedeflerin mu azzam ufku açılıyor önümüzde. Aynı zamanda bu yeni gö revi kibirlenmeden, doğa-üstü yardırnlara gerek duymadan üstlenebileceğimiz güçlerimizin bilincinde olduğumuzu da hissediyoruz; çabamız istediği gibi sonuçlanabilir, güçleri mizi abartmış olabiliriz, en azından hesap vermek zorunda olduğumuz hiç kimse yok kendimizden başka: insanlık bu andan itibaren kesinlikle ne isterse onu yapabilir - çünkü olağanüstü insan-arılar var ki, tüm şeylerin çanağından her zaman sadece en acı ve en sıkıcı şeyleri emmesini biliyor lar; - ve aslında her şeyde biraz vardır bu bal-olmayandan. Bu kişiler çağımızın betimlenen mutluluğunu kendilerince duyumsayabilir ve hoşnutsuzluk kovanlarını doldurmaya devam edebilirler.
Sayfa 86
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.