Biz çoğu zaman kendi irademize karşı varlığımızı sürdürmek zorunda olmamız gerçeğini kabullendik, çünkü başka bir şey gelmiyordu elimizden ve yalnız, tekrar tekrar ve tekrar tekrar her gün ve her an yeniden bunu kabullendiğimiz için asla ilerleyemiyoruz. Nereye gelirsek gelelim eğer dürüstsek ömür boyu ölüme varacağımızı biliyoruz, ama çoğu zaman bunu kabullenmeden kendimizi koruyoruz. Ölüme yol almak dışında başka bir şey yapamayacağımızın kesinliği ve bunun ne anlama geldiğini bilmemiz yüzünden, bunu kavramaktan bizi alıkoyup oyalayacak her türlü yardımcı aracı kullanıyoruz ve böylece, dikkatle bakarsak bu dünyada kesintisiz ve yaşam boyu bu oyalanmayı uğraş edinenleri görüyoruz. Bu durum, her şeyin aslı olan bu durum, doğal olarak ölüme götüren bütün gelişimi zayıflatıyor ve hızlandırıyor.
Düştüm. Yardım etmeyi geç dönüp bakmadılar bile. İşte böyle böyle inandırdılar kimsenin olmadığına. Böyle böyle kabullendik sessizliği bir melodi, yalnızlığı da bir yoldaş olarak.
Reklam
Bazı şeyleri (zor da olsa) kabullendik.
Dünyada rahatlık aramıyoruz, dünyanın katılığını olağan karşılamıyoruz ve bu katılığa katılıkla cevap vermek gerektiğini düşünmüyoruz. O halde dünyada rahatlık aramıyoruz diye eziyeti onayladığımız söylenebilir mi? Dünyanın katılığına katılıkla cevap veremeyeceğimize göre yumuşaklık gösterip ezilmeyi mi kabullendik? Yenilmeyi göze mi aldık?
Kabullendik..Elhamdülillah
Bir sorunun çözümünü hiç bir şekilde bulamadığınız zaman,bu muhtemelen çözülmesi gereken bir sorun değildir. Kabullenmeniz gereken bir gerçektir.
Yeni ticaret anlaşmaları imzalandı ve biz sömürge olmayı kabullendik. Yabancı ürünler ülkeyi istila etti, yerli sermaye yok oldu, Osmanlı İmparatorluğu büyük devletlerin, yabancı büyük sermayenin pazarı oldu, halk boğaz tokluğuna çalışmak zorunda kaldı… Sömürücü yabancı ekonominin egemenliği altında halk ezildi. Abdülaziz Efendimiz de ülkemize sermaye giriyor, demiryolları yapılıyor diye bayram etti. Oysa demiryolları bir sömürü politikasının ilk basamaklarıydı. … “Ya Hu Ömer” dedi , “ bu gavurlar seni zehirlemişler.” Ömer de, “ evet ağabey”, dedi “bazı gavurlar ülkeyi sömürüyorlar ama, bazı gavurlar da bize bu sömürü mekanizmasının nasıl işlendiğini gösteriyorlar. İsterseniz siz buna “zehirlenmek” deyin.
Reklam
417 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.