Fıtrat, yaratılışın ilk anını veya esasını ifade eder. Allah'ın yarattığı şekil ve muhtevanın ismidir. Bununla ifade olunan; insanların ferdi farklılıkları değil, insan oluşları nedeniyle sahip oldukları ortak ve değişmeyen özleridir. Bir diğer ifadeyle insan olma temelidir. "Her doğan fitrat üzere doğar."²¹ hadîsi de bu durumu açıklamaya yönelik görünmektedir. Bu temel/öz daha sonraları harici veya dahili etkilerle bozulup değişebilir, Ancak buna rağmen fıtrat hiçbir zaman tamamıyla kaybolmaz. Külün altındaki köz misâli özelliğini muhafaza eder. Yeter ki o külü savuracak bir şey gerçekleşsin; o zaman, kısa anda esas gücüne erişir. İşte bu fıtrata, Allah'ı bilme, Allah'a yönelme ve Allah'a kul olma özelliği verilmiştir. Hanif olmak ise bu özelliğin gereği olarak açığa çıkar. Bir hadîste bu durum şöyle ifade olunur, "Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fitrat, Allah'ın dinidir."²²
"Rabb'in, Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak; "Ben sizin Rabb'iniz değil miyim?" (demiştir) "Evet (buna) şahidiz!" dediler. (O halde) Kıyamet günü "Biz bundan habersizdik!" demeyesiniz." (7/172)
___________________
²¹ Buhari, Cenaiz 80, Kader 3; Müslim, ker 22,23,24; Müsned 2/315,346
²² Buhari, Tefsiru Sureti 30/30; Müsned 2/275
Sayfa 66 - Pınar Yayınları