Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Kur’an kadın erkek ayırımı yapan, kadınlarla erkekleri eşit görmeyen, erkeği üstün gören, erkeğe kadına.vermediği birçok hakkı veren, kadının hakkını yiyen, kadını aşağılayan, hor gören, hukuki konulardan cennet nimetlerine kadar her hususta erkeğe imtiyaz ve üstünlük tanıyan hükümler vaz ederek kadını erkeğe göre ikinci derecede tutan bir dille yazılmıştır. Üslûbu bile erkeksidir, erkekçedir, objektif değildir. Bu özelliklere ve üslûba sahip bir kitabı ancak bir erkek (insan) yazmış olabilir. Kadını ve erkeği eşit olarak yaratan Allah böyle bir kitap indirmiş olamaz. İşte bu, kadınlar açısından, Kur’an’ın bir insan (erkek) tarafından yazıldığının yeterli bir kanıtıdır. Başkasını aramaya ihtiyaç yoktur. Ben de tamamen erkekleri kayırarak, kadınlar karşısında her açıdan üstün görerek yazılmış bir kitabı erkeklerin savunmasını anlarım da, erkeklere göre kendi aleyhlerine hükümler içeren bir kitabı kadınların savunup sahiplenmesini hiç anlayamam."
Sayfa 260 - e-bookKitabı okuyor
Reklam
"Yurtseverlik" sözcüğünü her andıklarında, aslında Allah'tan korkmadıklarını, kafalarındaki yurtseverlik kavramının yoksulun, zenginin toprağını, onların kendi topraklarını savunmak için ölmesi gerektiği anlamına geldiğini hemen anlardım.
100 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
BİR DÖNGÜNÜN İÇİNDE YAŞIYORUZ
Kaptan'ın anasından yüz elli lira geldi ve olan o zaman oldu. İlk başlarda 72.Koğuş'a Yemek mi, çay mı, yatak yorgan mı, giysi mi desem bunları geçtim koğuşun pisliğine badana yapmış Kaptan' ın sonu böyle mi olacaktı? 72.Koğuştakiler paranın kokusunu aldılar mı Kaptan artık koğuşun ağası olmuştu. Asıl bu kadarı hangi parayla yapıldı? Köyünden anasından gelen para, Berbat'ın Kaptan'ın elinden tutup kumara oturtmasıyla parayı kat kat topladılar. Sonradan da Kaptan'ın artık o sessiz yalnızlığı seven adamdan bir kırıntı bile kalmadı. Tabii 72.Koğuşun Kaptan'ı karasevdaya tutuldu! Hiç görmediği kıza aşık oldu. (Bobi denilen üçkağıtçının hem erkek koğuşlarında hem de kadın koğuşlarına laf taşıyıp Kaptan'ı deli gibi göstererek, bir o kadar da çirkin olduğunu sadece paralı olduğunu söyledi ve Fatma'da başladı adam çirkin olduğunu söylemesi.) Artık günler birbirini takip ederek geçti, Fatma'nın cezası bitti ve gidiş o gidiş... Tabii Kaptan'ın da haberi oldu ve Fatma'nın elbet yanına uğrayacağını deliler gibi inanarak bir yandan da 72.Koğuş meşhur pis, çöplerden karnını doyurmaya çalışan koğuşa geri döndü. Bir soğukla da 72.Koğuş kışın soğukluğuna dayanamadan donarak öldüler. Tabii hikayede Kaya Ali ve Tavukçu'nun nankörlüğü temsil etmeleriyle Kaptan'a takındıkları tavırlar bunlarda hikayenin bir diğer penceresiydi.
72. Koğuş
72. KoğuşOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,5bin okunma
"Hz. Muhammed şairlerden, hatiplerden nefret ederdi. Çünkü onlar o toplumun entelektüelleri ve en bilgili kişileriydiler. Muhammed’in davetine karşı şiirleri, anlattıkları hikayeler ve hitaplarıyla cevap veriyorlar, çağrısını ve iddialarını boşa çıkartıyorlardı. Bu yüzden Hz. Muhammed şairlere karşı çok büyük bir kin besliyordu. Güçlenince onların üstlerine suikast timlerini gönderdi ve birçoğunu katlettirdi. Bu şairler içinde kadınlar ve yaşları yüz civarında olan yaşlı insanlar da vardı. Tek silahları dilleriydi. Hiçbirine acımadı. Dillerini kesti yani onları katlettirerek ebediyen susturdu. Esma bint Mervân, Yahudi kökenli Arap kadın bir şairdi. Hz. Muhammed’in aleyhine şiirler okuyordu ve evinde çocuğunu emziririrken katledildi. Ebu Afek, Benî Amr bin Afv kabilesine mensup 120 yaşında bir şairdi. Hz. Muhammed aleyhinde şiirler söylerdi. Katledildi.120 yaş çok yaşlı olması anlamında çokluktan kinaye olarak söylenmiş olabilir. Nadr bin Haris, entelektüel kimliği olan, bilgi birikimi yüksek, hitabet gücü ve ikna kabiliyeti çok iyi bir insandı. Gittiği yerlerden öğrendiği hikâyeleri yüksek hitabet gücünü kullanarak anlatır, Muhammed’in Allah’tan vahiyle aldığını söylediği kıssaların kökenini açıklardı. Kur’an’daki kıssalar için söylenen “esatirul evvelin” yani öncekilere ait aslı astarı olmayan hikâyeler sözü ona aittir. Bedir Savaşı’nda esir alındı, esir mesir dinlenmedi ve Hz. Muhammed’in emriyle idam edildi."
Sayfa 255 - e-bookKitabı okuyor
Haftada 170 gram tütün içiyorum ve otuz gramı yarım crown ettiğinden yılda yaklaşık 40 pound ödemiş oluyorum. Savaştan önce, 30 gramı 8 pennyken bile aynı tütün için yılda 10 pound'dan fazla harcıyordum; günde 6 penny'den bir pint bira içsem, bu iki kalem yılda yaklaşık 20 pound edecekti. Ulusal ortalamanın pek de üstünde olmasa gerek bu
Sayfa 15 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hükümdar süzülmüş gözlerinin arasından büyük bir küçümsemeyle, hakka ermiş gibi bakarak otururdu. Halkını aldattığı gibi, Allah'ını da aldatmaya çalıştığını görürdüm.
Cinsel ayrımcılık üzerine kurulu ülkemiz oyunlarında kız çocuklar bebek sallarken, erkek çocuklar oyuncak tabancalarla ateş etmekte ya da arabalarını birbirleriyle çarpıştırmaktadır. Gazete sayfalarının kadın cinayetleri, terör ve trafik kazaları haberleriyle dolu olmasına rastlantı diyebilir miyiz?
Dünyaya kötülük tohumlarını eken, haklarını talan eden erkeklerdi bunlar; kalın sesli, ikna yeteneğine sahip, tatlı sözler seçip söyleyen, zehirli oklar atan erkeklerdi. Gerçek yüzleri, ancak ölümlerinden sonra ortaya çıkıyordu.
Depresyon yaygınlığı açısından kadın ve erkekler arasındaki fark ergenlik döneminde oluşmaya başlar. Çocukluk döneminde benzer olan yaygınlık oranları, kız çocuklarının ergenliğe daha erken girmesiyle birlikte kızların erkek çocuklardan daha yaygın şekilde depresyon deneyimlemeleriyle kızlar aleyhine değişim gösterir.
Sayfa 21 - NobelKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.