Bir babanın çocuklanna duyduğu sevgi farklı türden ve daha samimi, daha uzun ömürlü bir sevgidir; bunun temelinde çocukta kendi iç benliğini bulup tanıma yatar ki, bu duygu kökeni bakımından metafizik bir mahiyete sahiptir.
Sevilen kimseye duyulan nefret, zaman zaman o kadar ileri bir noktaya varabilir ki aşık önce sevdiği- ni öldürür, ardından da kendi canına kıyar. Bu türden örnekler gazetelerde her yıl gözümüze çarpmaktadır. Bundan dolayı Shakespeare haklı olarak der ki "I love and hate her" (onu seviyor ve ondan nefret ediyorum)
Reklam
Pek iyi bilindiği üzere mutlu evliliklerr nadir rastlanır, bunun nedeni bizzat evliliğin özünde yatar, çünkü evlilikte asıl gözetilen amaç şimdiki değil, gelecek kuşaktır.
Kendi hikayemden örnek vermek gerekirse doğup büyüdüğüm Manisa'nın Soma ilçesinde Soma Linyit Lisesinde, 2010 öncesinde Türkiye'deki tabloya paralel olarak Cemaat yapılanması artmişti. Artık iş öyle bir noktaya gelmişti ki cuma günleri Cemaatin abileri, okul koridorlarında öğle arasında nöbet tutmaya başlamıştı. Nöbet tutmalarının gerekçesi ise cuma namazına gitmeyen cemaat üyelerini ve cemaatten olmayan erkekleri zorla camiye göndermekti. Gitmeyenlere ise gereken cemaat yurdunda yapılıyordu! O sıralarda iktidar ise okullarda türban takan kadınlara baskı yapıldığına dair propaganda yürütüyordu. O dönem yedi arkadaşımız ve birkaç öğretmen önderliğinde Atatürkçü Düşünce Kulübü adı altında örgütlenerek afişler hazırladık. Okul duvarlarına asarak Mustafa Kemal Atatürk'ü hatırlattık. "Sesleniş" isminde dergi çıkararak Atatürk devrim, ilke ve inkılaplarına dikkat çektik. Arkadaşlarımız için okul çapında Çanakkale'ye gezi düzenleyerek her şeyin başladığı yere giderek Cumhuriyet'in temellerinin nasıl atildığını gösterdik. Bu "basit" ve ufak kıpırdanma bile FETÖ üyesi öğrencilerinin ve bu yapılanmanın 3 sene içerisinde çözülmesine ve sinmesine neden olmuştu. Gün gelmiş mentor öğretmenimize gözümün önünde diğer öğretmenler tarafından soruşturma açılır bırak bu işi" uyarısı bile yapılmıştı. Böyle bir ortamın Türkiye'deki on binlerce okulda yaşandığını düşünün...
Fatma Aliye Hanım
Tanzimat’tan Meşrutiyet’e uzanan süreçte karşılaşılan felsefe tarihi incelemesi niteliğindeki bu ilk girişimler arasında, Ahmed Cevdet Paşa’nın kızı Fatma Aliye Hanım’ın (1862-1936) Terâcim-i Ahvâl-i Felâsife (1889) başlıklı eseri ayrı bir yer işgal eder.* Her şeyden önce eser, Türk kadınının felsefî söyleme müdahale süreci açısından başlangıç
Türkiye’de Modern Felsefe Tarihi Yazımının Serencamı: Geç-Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Literatür Değerlendirmesi
aşkın daha az şiddetli hallerini ve evrelerini, günlük hayatta hepimiz her gün görüyoruz ve eğer yaşlı değilsek hemen hepimiz yüreğimizde duyuyoruz.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.