İnsanlar seni üzme cesaretini senden alıyorlar aslında. Üzmelerine sen izin veriyorsun. Onlara söylenecek tek bir söz: Merhemim değilsen yarama yaklaşma!
“İnsanları tanımak için onları sevmek gibi bir zorunluluğum yoktu. Ama yine de hep sevdim. Her şeyimi götürenler,kendilerinden hiç bir şey istemediklerimdi. Yine de onları sorgulamadım. Sadece kırıldım. Sessizce kırıldım. Kalp kırıldığında ses çıkmaz. Ama o sessizliği için duyar. Sessizleşirsin. Dilin susar. Kızmamışsındır ki bağırasın. Kırılmışsındır. Kızarsan bağırırsın. Kırılan insan susar. Güvenimi incittiler. Güveni bir kere sarsılan şüphe etmeyen gözlerle bakamaz kimseye. Yine de iyi yanımı görmeye çalıştım, hayatımda esip duran tüm fırtınaların… Çünkü biliyordum. Bazı sağanaklar yürümemizi zorlaştırırken bizi temizliyor…”
MOR renklerin içinden en sevdiğim MOR kelimesini dahi sevdiğim rengin ismi olduğu için yıllar öncesinde okuduğum ve yanımdan ayırmak dahi istemediğim bu kitabı yorumlamak istiyorum. Bu kitapta yeni dünya düzeninin her şeyi gören, bilen bir yapay zeka bilgisayarı olan Mor duygusuz, hissiz olarak kodlanmış ve eski dünya da var olan duyguları hissetmek, üzülmek,aşkı anlamak istiyor. Bu duyguları da kitabın baş karekterleri olan Yusuf ve Asena sayesinde öğrenmek istiyor. Bu kitabı herkes okumalı ve MOR 'un duyduklarına şâhit olmalı. Bence kitabı güzelleştiren MOR... Mor'un konuşmaları Asena ve Yusuf'un aşkı okunmaya değer. Benim tekrar tekrar okumak istediğim, başucu kitabım olan, gittiğim her yere götürdüğüm, bana kitap okumayı sevdiren bu kitaba bir şans vermelisiniz.
MorKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20163,825 okunma
İnsanoğlunun ya da insan kızının doğası gereği olmuş ve olabilecek her şey hakkında yorum yapmak ister ve yapar. Sokaktaki insanlara, ünlü sanatçılara ya da oyunculara, futbolculara, devletin yüksek mevkiye sahip kişilerine; kısaca insanın bulunduğu her yere gidin. Örneğin elinizde bir saat götürün. Hepsinin de o saat hakkında yorumu vardır. O ana