Boğazlıyan Kaymakamı KEMAL BEY
Üstünde "Daire-i Umur-1 Askeriye" yazılı ve bir zafer takı gibi süslü Harbiye Nezareti kapısından çıkan süngülü bir müfreze askerin ortasında, yüzü gözü solmuş, üstünde be yaz bir gömlek bulunan, takriben 35 yaşlarında, mağdur Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey görünmüştü. Yavaş yavaş yürü yor, şimdiki Rektörlüğün önündeki darağacına yaklaşıyordu. Oldukça metin ve sâkindi. Mukadderatına kendisini teslim etmiş gibi idi. Son sözünün olup olmadığı sorulunca, o halka hitap etmişti: Sevgili vatandaşlarım, ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum, son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet! Bu ses sanki uzak dağlara gitmiş, çarpmış ve oradan aynen geri gelmiş gibi, halkın ağzında tekrar edilmişti: - Kahrolsun böyle adalet! Kemal Bey sözüne devam ederek: Benim sevgili kardeşlerim, asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidi- yorum. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin... Âmin.
Sayfa 334
Türk milletine suikast yapanların günümüz uzantıları.
Mehmet Kemal Bey aleyhinde yalancı şahitlik yapanlardan biri de Yozgat Müftüsü Hulisi Efendi'dir. Mahkeme 8 Nisan 1919 tarihli kararıyla Kemal Bey'i idama mahkum etti. Karar 10 Nisan 1919 perşembe günü saat 19.00 da Beyazıt Meydanında infaz edildi. Son sözleri sorulan Mehmet Kemal bey, halka şöyle seslenir: '' Sevgili vatandaşlarım! ben bit Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanen eminimdir. Sizlere yemin ederim ki ben masumum! Son sözüm bugün budur, yarın da budur. Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun böyle adalet. Mehmet Kemal Bey'in asılmasında yalancı şahitlik yapanlardan birisi olan Yozgat Müftüsü Hulisi Efendi, Hürriyet gazetesi başyazarı olan Taha Akyol'un amcasıdır. Taha Akyol, amcasının yalancı şahitliğinden 94 yıl sonra yazdığı, ''Ama Hangi Atatürk'' adlı kitabıyla Atatürk'ü değersizleştirmeye çalışmış, Türk Milletine Suikast Düzenleyenlerin hizmetine girmiştir. Şimdi, Taha Akyol'un da, işgal güçlerinin uşağı yalancı şahit Yozgat Müftüsü Hulisi Bey'in izinden gittiğini söylersek çok mu haksızlık etmiş oluruz.
Reklam
İşgalcilere yaranmak için asılan Mehmet Kemal bey
Mehmed Kemal, solgun yüzüyle darağacının yanına kadar getirildi. Yavaşça meydanı süzdü ve kalabalığa bakarak konuşmaya başladı: "Sevgili vatandaşlarım. Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer buna adalet diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!" ...Görevliler Mehmed Kemal'i sehpaya çıkarmak istediyse de o, buna müsaade etmedi. Sehpaya kendisi çıktı. Son bir kez nefes alıp Kelime-i Şehadet getirdi ve gözlerini kapatıp ayağıyla sehpayı devirdi. ...Cenaze namazı sırasında imamın, "Nasıl bilirdiniz?" sorusuna, "Kahraman tanırız, vatanperver tanırız, milli şehit tanırız!" sesleriyle karşılık veren ahali etrafı inletmiş, "Onu alanlar kahrolsun!" sloganları atılmaya başlanmıştı.
Sayfa 199Kitabı okudu
DP Dönemi Siyasetle İlişkisi Demokrat Parti’nin 1950-1960 yıllarında iktidarda bulunduğu dönemde Serdengeçti dergisinin 11. sayıdan başlamak üzere 32. sayıya kadar toplam 22 sayısı çıkmıştır. Aşağıda da örnekleriyle incelendiği üzere bu sayılarda CHP’ye yönelik eleştirilere devam edilmekle birlikte, ilk dönem DP’ye karşı destekleyen ve
BOĞAZLIYAN KAYMAKAMI KEMAL BEY'İN İDAMI
İstanbul’un yabancı işgali altında kaldığı yıllarda Türk halkını kalbinden yaralamış, ona olaylardan sonsuz acı çektirmiş bir olay da Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in idamıydı. Mesleğe genç ve idealist bir vatansever olarak giren Kemal Bey, birçok değerli görev yaptıktan sonra, Birinci Dünya Savaşı’nın son yıllarında Boğazlıyan kaymakamlığı ve
Sayfa 296Kitabı okudu
İşgalcilere yaranmak için beni idam ediyorlar!
Görüldüğü üzere amaç suçlu cezalandırma görüntüsü altında devleti parçalamaktır. Çünkü Bekirağa bölüğünde yatan tutukluların tümü devlet kademesinde kaymakam, müsteşar, Devlet şurası reisi, mutasarrıf gibi görevler üstlenmiş kişilerdir. Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey de bunlardan biridir. 8 Nisan 1919 günü verilen idam kararı aynı gece padişaha yollanmış, şeyhülislam Mustafa Sabri Efendinin de fetvasını alan padişah kararı vakit geçirmeden onaylamıştı. Sabit görülen suç üsten gelen bir emri uygulamasıydı. Yozgat mutasarrıf vekili bulunduğu dönemde İstanbul’dan bir emir almıştı (1915). Sancaktaki bütün Ermenilerin 24 saat içinde Suriye’ye nakil edilmeleri isteniyordu ve Mehmet Kemal Bey emri yerine getirmişti. 10 Nisan 1919 günü saatler 17.00’i gösterirken Mehmet Kemal Bey Beyazıt Meydanına getirilmişti ve sehpaya çıkmadan son kez halka seslenecekti: “Sevgili vatandaşlarım; Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma inanıyorum. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Sonsözüm budur, yarın da bu olacaktır. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet.” İngiliz Yüksek Komiseri ise idamı Londra’ya şöyle bildirecekti: “Eski Boğazlıyan Kaymakamı Kemal... Özel Harp Divanının kararıyla 10 Nisan günü idam edildi. Kırım suçuna katılmaktan dolayı bir kimse, ilk kez layık olduğu cezaya çarptırılmıştır. Bundan sonra hükümet, geniş ölçüde ve özellikle yüksek düzeydeki suçlular aleyhine aynı sertlikle hareket etme cesaretini gösterip göstermeyeceğini bekleyip görmek gerekiyor
Reklam
Sevgili vatandaşlarım. Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer buna adalet diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!
Sayfa 199 - Mehmed KemalKitabı okudu
Tüm demokrasilere, tüm diktatörlüklere ve tüm bilimlere inandıktan ve hepsinde düş kırıklığına uğradıktan sonra benim son sosyal adalet umudum sanatta ve sanatçılardaydı. Kitleler üzerindeki büyük etkilerini gördükten sonra başkaldıran devlerin edebiyatta ortaya çıkmasını ve sokaklardaki herkesi hayvani medeniyetimize karşı açılan Haçlı Seferinin
Sayfa 18 - ÖtükenKitabı okudu
Kaymakam Mehmed Kemal Bey
... Mehmed Kemal, solgun yüzüyle darağacının yanına kadar getirildi. Yavaşça meydanı süzdü ve kalabalığa bakarak konuşmaya başladı: "Sevgili vatandaşlarım. Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Yabancı devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer buna adalet diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!" ...Görevliler Mehmed Kemal'i sehpaya çıkarmak istediyse de o, buna müsaade etmedi. Sehpaya kendisi çıktı. Son bir kez nefes alıp Kelime-i Şehadet getirdi ve gözlerini kapatıp ayağıyla sehpayı devirdi. ...Cenaze namazı sırasında imamın, "Nasıl bilirdiniz?" sorusuna, "Kahraman tanırız, vatanperver tanırız, milli şehit tanırız!" sesleriyle karşılık veren ahali etrafı inletmiş, "Onu alanlar kahrolsun!" sloganları atılmaya başlanmıştı.
Sayfa 199Kitabı okudu
Geri13
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.