Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sonra yine meyhane… Rakıdan önce bir fincan zeytinyağı. Rakı çabuk çarpmasın diye… Denemek lazım :))
Sayfa 251 - SEL YayıncılıkKitabı okudu
Çardak’taki Ellialtı Kahvesi Lebi deryada muhabbet kafesi Peykeler müzeyyen, âli sofralar Cümle levazımı mükemmel hepsi.
Sayfa 36 - Sel YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Dünden Kalanlar, Benden Gidenler..: ''Önce, büyük büyük düşündüm. Sonra, büyük büyük yaşadım. Ne varsa, onlar aldı. Şimdi, bana – küçük / bir ölüm kaldı.'' Nasıl mıyım? Bunu bir mektup gibi farz et. Gitmesi için yazılmış ama gitmesi gerekene hiç ulaşamayacak bir mektup gibi.. Ben kaç gündür sadece dua ediyor ve yazıyorum başka
Kimi kahvelerde konuşmalarla vakit öldürülmez, kitap okunur. Çokluk da müşterilerden biri okur, ötekiler dinler. Kahveci kitap okuyan müşteriden kahve parası almaz.
Sayfa 33 - Sel YayınlarıKitabı yarım bıraktı
“Gönül ne kahve ister, ne kahvehane Gönül ahbap ister, kahve bahane.”
Sayfa 28 - Sel YayınlarıKitabı yarım bıraktı
“Kahve, keyf erbabının keyiflerini artırır, cana can katar.” Evliya Çelebi
Sayfa 10 - Sel YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
"..enfiye tiryakileri sokakta karşılaştıkları vakit birbirlerine hemen enfiye kutularını uzatırlar. buna bir ad da kondurulmuştur. kaldırım şöleni denir.."
Dinamo'nun burada tek tesellisi şair doğup, şair ölebileceğidir. Doğrusunu ararsanız, o parasız olduğuna pek üzülmez. Çünkü İkbal Kahvesi için yazdığı şiir şöyle biter: Tok şairin zekâsı vardır. Aç şairin dehâsı.
Sayfa 266
Haşim dostlarından birine kızdı mı, onun salonda asılı duran resmini alır ayakyolunun duvarına asar. Kızgınlığı geçtiği vakit de resmi yine salondaki yerine taşır. Denilebilir ki, salondaki dost resimlerinin hiçbiri bu ayakyolu sergisindeki sıralarını atlatamamışlardır. Bunların içinde birkaç kez sergilenenler bile vardır.
Sayfa 245
Süleyman Nazif öldüğü vakit Aptullah Cevdet onun cenazesine gelmek büyüklüğünü de gösterir. Oysa o vakitler bu iki eski dost kanlı bıçaklıdırlar. Aptullah Cevdet daha sonraki günlerde sık sık Süleyman Nazif'in mezarını yoklamaktan da geri kalmaz. Bir gün yine böyle bir yoklama dönüşü bir toplulukta şunları söyler: - Nazif'i yokladım. Mezarının üzerine eğildim. Uzun uzun konuştuk. Orada bulunanlardan biri: - Peki Süleyman Nazif bir şey söylemedi mi? Ercüment Ekrem atılır: - Ne dediğini ben size söyleyeyim: Cevdet, bu günübirlik gelişini saymam. Seni ille de yatıya beklerim.
Sayfa 237
Reklam
Nedir, Ömer Seyfettin kahvelerden pek hoşlanmaz. Vâ-Nû onun Sultanahmet'le Şehzadebaşı kahvelerine ara sıra geldiğini yazar. Şifa'daki Kır Kahvesi'ne de pek seyrek gelir. Gelirse de yaz olduğu içindir. Kışları hava soğuyunca Ömer Seyfettin'in de sinirleri bozulur ve çokluk evine kapanır. Böylesi anlarında bütün dostlarını düşman görmeye başlar, gözünün önündeki yaşam, hava, ufuk, her şey kararır. Ömer Seyfettin'in iç tedirginliği biraz da çiçek bozuğu oluşuna dayanır. Babasının kendisine çocukluğunda çiçek aşısı yaptırmamış olmasına bütün yaşamı boyunca hayıf göstermiştir.
Sayfa 231
Bizi kaldırmadığı kalıyor dansa yalnız Yoksa ayırt edilmez, Nazım'ın şiiri cazdan
Sayfa 228
İleri düşüncelidir. Farmasonları ve sosyalistleri sevmez ama köpekleri çokça sever.
Sayfa 200
Büyük hayalleri yoktu zaten hayatta Bozuk düzen bir ev üstelik Balat'ta Şaşırmaya kalkmamıştır bu yüzden Arafat'ta Dedim ya tokgözlüydü zaten hayatta
Sayfa 178
Haraba kul olduk bezmi âlemde Dünyada olsak da olmasak da bir Düştük çare nedir dame âlemde Azat olsak da bir olmasak da bir
Sayfa 151
244 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.