Neden ben diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Neden böyle faydasız piyangolar hep bana vuruyor? Muhtemelen koca kalabalık içinde en sersem ben görünüyorum. Aptallığımla umut vadediyorum.
Büyük kentin en iyi yanı ne biliyor musunuz? Her şey sizi yeni, başka bir düşe götürüyor. Hiç tanımadığınız insanları düşünmeye başlıyorsunuz. Başka yerde yüz yılda göremeyecekleriniz yüz adımda önünüzde. Hiçbir şey imkansız değil burada. Kalabalık öyle bir korunak ki gizlenmek için duvarlar gerekmiyor.
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.
Ne kalabalık nüfustur aslında sorun, ne de ülkenin gariban olması… İneklerin sindirim sistemini ezberletiyoruz, düşünmeyi öğretmiyoruz çocuklarımıza… Temel sorun budur.
Bitmiyor, sadece bazen belki güneşli bir günde veya kalabalık bir gecede geçtiğini sanıyorsun ama geçmiyor esasında. Alışıyorsun zamanla. Asla bitmiyor.
Bu arada, hızla akan ürkünç bir nehir gibi,
O soluk kapıdan içeri
İğrenç bir kalabalık sonsuzca akın ediyor
Ve kahkaha atıyor - ama artık gülümsemiyor .
Hz. Peygamber (s.a.v) bu önemli ve kritik göreve(Yemen’e emir) gitmek üzere yola çıkan Mu'âz b. Cebel'i (r.a) kalabalık bir sahâbî grubuyla birlikte Medine'nin dışına kadar yolcu etti. Kendisine verdiği resmî belge yanında bir dizi nasihatte de bulundu:
"Ey Mu'az! Sana Allah'tan ittika etmeni, doğru sözlü olmanı,