İnsanı sadece biyolojik bir varlık olarak göremediğimiz onun varoluşuna çeşitli yüce anlamlar yüklediğimiz için gövdeden akan kanın,can denilen şeyin çekip almasının dolayısıyla ö kişinin “ölmüş” olmasını bir türlü kavrayamadığımızı düşünüyorum.Hayvanlar ölümü anlıyor ama insanlar anlamıyor.Can denen şey her türlü yaralamaya,berelemeye açık insan bedeninden bir saniyede çıkıp gidiveriyor ve insanlar bunun sonucunda aklını kaçıracak kadar sarsılıyorlar.
-İnsanın iradesini elinden alır da ondan.Seni yönetmeye başlar,mantık kaybolur,doğru düzgün düşünemezsin bile.Birine aşık olmak,gözü bağlı olarak,bir uçurumun kıyısında yürümek demektir.Başına neler geleceğini hiçbir zaman bilemezsin.Sonu ölüm de olabilir,cinayet de intihar da
-Oysa zengin aptallar paranın çok önemli olduğunu sanıyorlar,bu yüzden servetlerinin kendilerine ruhsal bir ayrıcalık özel bir mutluluk getirmesini bekliyorlar.
-Birine sevdalanmak donmuş bir gölde nerede ve ne zaman kırılacağını bilmene imkan olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor muydu ?
-Efendi ile kölenin rolleri bir süreliğine değişmişti ama ne var ki bunu güç değil güçsüzlük sağlamıştı.Ağır akan su kayayı oymuş,kardelen çiçeği donuk toprağı delip başını çıkarmış,zarafet kabalığı yenmiş,dişilik bir kez daha erkek üzerindeki yumuşak zaferini sessizce ilan etmişti.
Kitabı bitirdiğinizde kendinizi birkaç saat toparlayamayacağınız,üzerinde uzun uzun düşüneceğiniz bir kitap uzun süre sonra bir kitaba 10 puan veriyorum şiddetli önerimdir :)