Hazel Motes askerlik hizmetini yapan erlerden yalnızca biriydi. Görevini yere getirdi ve şans eseri hayatta kalanlardan oldu.
Şimdi memleketine dönme zamanı. İsa’nın onlar için öldüğüne inanmaktan başka bir şey yapmayanların yanına.
Ama Motes aynı Motes değil. Ölümle ve adaletin yokluğuyla yüzleşen biri.
İnancını yitiren biri..
.
Bilge Kan Flannery O'Connor ile tanışma kitabım. Büyüleyici bir tanışmaydı bu.
İlk sayfalar bir tren yolculuğu ile başladı, karakterleri tanımaya çalıştım, kabul etmeliyim ki sayfalar ilerledikçe neler döndüğünü anlamakta zorlandım.
Ve ana karakterimiz çözülmeye başladı. Kutsal değerleri didik didik eleştiren, Amerika’nın o parlak ambalajının altına sıkışıp kalanları yuvalarından çıkaran bir metin okudum sonrasında.
O’Connor’un metaforlarından, görünmeyeni görünür kılmasından, inanç-inançsızlık ve delilik üçgeninin sınırlarının belirsizliğini yansıtmasından çok etkilendim. İyi ki birden elime gelmiş bu kitap, iyi ki fazla ötelemeden okumuşum.
.
Emre Ağanoğlu çevirisi, Beste Doğan kapak tasarımıyla –