Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kübra Mısırlı

İnsan yapamayacağı kötülüğü başkasından ummaz.
Sayfa 211Kitabı okudu
Reklam
Mezar taşlarındaki ölüm tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir.
Sayfa 206Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Felek, tesadüflerle sağ gösterir ve gerçeklerle sol vurur. Mutluluk, bu ikisi arasında geçen sürede yaşanır.
Sayfa 151Kitabı okudu
Velhasıl dünyada bir cennet inşa edersen, ölümle cennete yatay geçiş yaparsın. Asıl hayat cennettedir. Demek ki dünyada mümkün olduğunca yaşatmaya bakmak gerek. Fidan dik, kuş besle, evlat büyüt, umut ve sevinç aşıla... insanlar senin yanındayken kendilerini cennetteki gibi kınanmayan, yadırganmayan, dışlanmayan aksine ödüllendirilen, yüceltilen, hoşnut edilen, ikramda bulunulan konumunda, özgür hissederlerse sen, bulunduğun yeri cennete benzetmişsin demektir. Yok eğer öldürüsen, yaşatmazsan, beslemezsen, yaşama azmi aşılamazsan; insanlar senin yanında kendilerini cehennemin dumanında boğulur gibi sıkıntılı, üzgün, baskılanmış, boyunduruk altında , kısıtlanmış, suçlu, mahçup, rahatsız, cezalandırılmış, mahrum... hissederse, sen cehennem kurmuşsun demektir. Burada kendi ellerinle bina ettiğin cehennemden, öldüğün anda yatay geçişle ahret cehennemini boylarsın.
Reklam
Mazideki kederleri hatırlamanın sağlayacağı koruma, unutmanın getireceği huzurun yanında bir hiçtir. Lakin aklın forsu hafızaya sökmez.
Sayfa 30 - Aprıl yayıncılıkKitabı okudu
“Hayat nasıl gidiyor?” “Yaşayan birine sor.”
Carpe diem! diyordu yeşil periler, elbette her şey sonsuzca başka türlü olabilirdi. Ama çok geç artık, anı yaşayın, zaman çünkü yalnızca ileriye akar.
Sayfa 426 - Can sanat yayınlarıKitabı okudu
Hem benim seni sevmemden sana ne? Aşkın has olanı bir karşılığı olup olmadığıyla ilgilenmez. Has aşk, tutulduğu varlıkta bir değeri var mı yok mu umursamaz. Has aşk Tanrı aşkına benzer. Sen tanrıyı çok seversin, ama o herkesi sever...
İmkan dahilinde olanın gerçekleşebilmesi için imkansızın mütemadiyen denenmesi gerekir.
Reklam
Yalnızlığımız, ölen düş kahramanlarımız için ayırdığımız kimsesizler mezarlığıydı.
Sözler hakikat değildir,ağzımızdan çıkan seslerdir. yeryüzünün gelmiş geçmiş en yetenekli söz ustaları dahi yaşamın en basit anlarını bile bize gerektiği gibi anlatamaz. renkleri gösteremez, kokuyu duyuramaz, dokunuşun verdiği hazzı hissettiremez, sesleri işittiremez, yiyecekleri tattıramaz; diyelim ki bir mucize oldu ve bunları yaptı, ama insanların ruhunda olup biteni aktaramaz. belki akıl yürütür. belki gürbüz düşüncesini aklın üç ayağından biri olan mantığın üzerine bindirip, zihnin sonsuz ufuklarında keyfince gezdirir, ama insan ruhunun anbean değişen halini asla gerektiği gibi anlatamaz. Ama karamsarlığa kapılma sözün anlatamadığını yaşam anlatır. hakikati öğrenmek için söze değil, yaşamaya ihtiyaç vardır.
Geri171
1.079 öğeden 1.066 ile 1.079 arasındakiler gösteriliyor.