Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mert

Bilmediğimiz ne çok şey var şu hayatta: Suyun kaldırma kuvvetini fizik dersinde, alan birimini matematikte, embriyoyu biyolojide öğrenebilirdik. Lakin insanı insandan, dostu dosttan öğreniyormuşuz meğer.
Reklam
Yanlış dediğimiz şeylerin bazen doğru olabileceğini anlamanın da bir izan meselesi olduğunu düşünüyorum şimdi.
İnsan insanın acısını alır dediler, kalktık gittik.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır. Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de, başaramaz. Ruh, başına kara bir hale takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer, içer, yaşar.”
“Kuvvetli, kararlı bir babamız olsun, bize neyi yapıp neyi yapmayacağımızı söylesin isteriz? Niye? Neyi yapıp neyi yapamayacağımıza, neyin ahlaklı ve doğru, neyin ise günah ve yanlış olduğuna karar vermek zor olduğu için mi? Yoksa suçlu ve günahkar olmadığımızı işitmeye her zaman ihtiyaç duyduğumuz için mi? Bir baba ihtiyacı her zaman var mıdır, yoksa, kafamız karıştığı, dünya dağıldığı, ruhumuz daraldığı vakit mi isteriz babayı?”
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Düşündüm, BİR HAYAT NEDİR? Başlar ve biter, BİR HAYAT NEDİR? Acı ve tatlıdır, unutulur hepsi, BİR HAYAT NEDİR? Emin olmasam da ‘hayat bir iz bırakmaktır’ diyebilirim. Mezar taşı bir iz sayılır mı, emin değilim. Ben razı değilim.
“Ziad otele döndü. Ne yapacağını bilemedi. Deniz’in gidişi değil, Deniz gidince kendi sesini artık duymaz oluşu sessizlikle doldurdu her yeri. Bir dizi tecrübeden biliyordu ki, televizyon esasında bu durumlar için icat edilmişti. İnsan ruhu için tehlikeli olabilecek sessizlikleri emniyetli bir biçimde gürültüyle doldurması için.”
Sayfa 322Kitabı okudu
‘Sakın,’ dedi kendine, ‘korkma.’ Bir hafta önceydi, anlamıştı. İnsan çok yalnızken, bir tane daha kendinden doğuruyordu içinde, ‘Korkma,’ desin diye.
Kuşlar bizim için yakalıyormuş güneşin son ışıklarını. Biz gün batımını onların kanadında görelim diye. Kuşları çok seviyorum o yüzden.
Gardiyanlar avlu merdivenlerini çıkıp idareye giden dış kapıyı da kapatırlar. Akşamı götürürler anahtarlarıyla birlikte. Yıldızları da...
Reklam
Nuran yatağına yattı. Tavana bakıyor. “Hani işin vardı?” dedim. Kızdı bana. “Düşünüyorum ya, bu da iş,” dedi. Düşünmek ciddi bir işmiş. Hatta Nuran’ı düşündüğü için atmışlar buraya. Öyle söyledi. “Yanına yatıp seninle birlikte düşüneyim mi?” diye sordum. Güldü o zaman. Büyüyünce beni de içeri atarlarmış, çok düşünürsem. Sahiden atarlar mı İnci?
“Çünkü hayatta kalmanın ilk kuralı bir şeylere inanmaktır.”
“Hayatım başarısız bir deney gibi geliyordu bazen. Tüm talimatları takip etmiştim ama olmam gereken insan olamamıştım sonunda.”
“İnsanoğlunun kendi ihtiraslarının, bir hapishane hücresinden daha korkunç bir esaret olduğunu anlamıştı.”
Sayfa 272Kitabı okudu
37 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.