Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
El-Munkız Dosyası-4: ANAHTAR ALINTILAR
Anahtar Alıntılar; metnin temel önermesini ve bu temel önermeye ulaşmadan önceki yardımcı önermeleri belirginleştiren; ve metnin bir parçasını özetleme niteliğine sahip olan alıntılardır. Bahsedilen arayış ve kriz mutlak değil belli bir alana yöneliktir. “Bu taklitlerin ilk aşamaları telkinlerden oluşuyordu ve doğru olanı yanlıştan ayırt etmede
HEP MERDİVENİN İLK BASAMAĞINDA BEKLETİLMİŞ ADAM VECİHİ TİMUROĞLU (...) Ona milletvekilliği vaadedilmiş, ama merdivenin ilk basamağında bekletilmiştir. Cevdet Kerim İncedayı, onun CHP İçindeki yandaşıdır. Ona yardımlar sağlar, Recep Peker'le tanıştırır. Recep Peker, ona güdümlü yazılar yazmasını âdeta telkin eder. Anlattığına göre, ödün
Reklam
Yetmiş sekiz yıl önce kurulan bir komplo (mu?)
“Nihat’la yanındaki çocuklardan birçoğu da yakalanmış… Prof. Hikmet’i de çağırmışlar, fakat herif bir kolayını bulup yakasını sıyırmış… Hiç değilse tevkif edilmedi. Nüfuzlu ahbapları var, herhalde onlar müdahale ettiler!” (Ali, Ağustos 2017: 233) “Nihat ve etrafına topladığı delikanlılar, gençlik, bilgisizlik, gayesizlik yüzünden ve biraz da külah
Birbirimizden Öğrendiğimiz Şey İnsan - Garib Çoban
Birbirimizden Öğrendiğimiz Şey İnsan - Garib Çoban Büyük imtihanlar, kendinden en emin olduğun zamanlarda vuku bulur. Malûmunuz; insan daima iddiasından vurulur. Böylelikle, kesinlik kavramını lügâtimden çıkardım. Beyaz kirlenebilir, siyah da tozundan arınabilir. Emin olmamanın, emin olmaktan daha güvenli olduğuna inanıyorum. Öyle garip bir
Kemalpaşazâde şerri yaratmak ile onu isteyerek yapmak arasında bir ayrım yapmaktadır. Hikmet ise Kemaipaşazâde’ye göre bü­tün varlıklar için adaleti ve iyi bir amaca hizmet eden her vasıtanın kullanılmasını gerektirir. İkinciye örnek olarak normalde zehir olan bir maddenin belli hastalıkların tedavisinde kullanılması hususunu ileri sü­rer. Zira eğer varlık hikmetle ve yerli yerinde kullanılırsa her şey iyi şekilde iş görür. Nesneler veya fiiller zatı itibariyle iyi ya da kötü değildir. Onların iyi ya da kötü olması kesb vesilesiyle eklenen irade sebebiyledir.Kemalpaşazâde’ye göre ilim malûma tâbi olduğu için İlâhî bilginin ezelî olması insan iradesine engel değildir. Bu yüzden bazı belli ya da spesifik kötü kazanımlar sebebiyle bu sistem içindeki genel hayır sarsılmaz.
M.S.ÖzervarlıKitabı okudu
EI-Mustesfa adlı kitabının ilk bölümlerini mantık meselelerine tahsis etmiş olan Gazalî, “mantık bilmeyenin ilmine güven olmaz" demek suretiyle bağımsız bir disiplin olarak gördüğü mantık biliminin, Müslüman kelamcılar arasında meşruiyet kazanmasını sağlamıştır (Gazalî, 1993: 10; Öçal, 2010: 92). Gazalî ayrıca mantığın sadece filozoflara ait bir ilim dalı olmadığmı, kelamcıların “kitabu’n-nazar” dedikleri bir yöntem olduğunu, filozofların sadece bu lafzı abartarak bu ilmin adım “mantık” olarak değiştirdiklerini ifade eder (Gazalî, 2009: 11, 24,25; Gazalî, 1989: 33).Buna rağmen felâsife, mütekaddimin kelamcıları mantıksal kurallara riayet etmemekle suçlamışlardır. Gazalî bir yandan kelam için savunmacı, reddiyeci bir pozisyonu uygun görürüken diğer yandan mantığı da bu savunmanın bir unsuru olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca Gazalî’ye göre mantık insan zihninde doğuştan vardır. Hz. Peygamberin “her sarhoşluk veren şey hamr’dır ve her hamr da haramdır” hadisi mantıkçıların kıyas kurallarına uygundur. Hz. Peygamberin diğer bazı hadisleri için de aynı durum geçerlidir (Gazalî, 1997: 12) Gazalî mantığı sadece kelam alanında değil fıkıh usülü alanında da kullanmıştır ve fıkıh alanındaki Çıkarımın aklî çıkarımdan farklı olmadığını ve nazar‘i meselelerin doğuştan olmadığını söylemiştir (Gazali, (ts): 26, 28). Gazalî’ye göre fıkıh usülü gibi mantık bilmek de farz-ı kifayedir. Gazalî daha da ileri giderek Kur’an’da geçen ve adalet anlamına gelen ‘mizan’ kelimesini Allah’m ölçüsü olan mantık anlamında yorumlamıştır.
587 öğeden 381 ile 390 arasındakiler gösteriliyor.