Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Laikliğe, devrimciliğe, halkçılığa, devletçiliğe hatta cumhuriyetçiliğe ihanet etmiş bir devlete karşı, şimdi halk Atatürk'e ve yapıtına sahip çıkıyor!
Mustafa Kemal bir teori adamı olmadığı ölçüde, Kemalizm de belirli bir toplumsal ekonomik teori yada felsefe doktrini değildir. Yine de amaçladıkları pratikte oluşan yapısı ile bilimsel doktrinler açıklandıkça, çağdaş görüşlerle uyum sağlayan insancıl bir değer kazanır.
Sayfa 119
Türkeş bir Turancıdır ve bazı işaretlerden onun aktif bir Turancı olduğunu tahmin edebiliyorum. Turancı hareketin ideoloğu sayılan, ellili yaşlarının ortasındaki İstanbul'da bir ortaokul öğretmeni olan Nihal Atsız ile temas hâlinedir. 27 Mayıs Hareketi ve hedefleri hakkında hâlâ yazılı bir çalışma olmaması bana anlamlı geliyor, fakat
Şapka, Kemalizm'i Osmanlı ıslahat hareketlerinden tavizci ve muvazaacı olmamak karakteri ile ayırır. Mustafa Kemal, denizkızı masalına inanmıyordu. Ya balık, ya insan vardır. Mustafa Kemal geri bir memlekette medeniyet meselesi halledilmedikçe hiçbir meselenin halledilemeyeceğini biliyordu. Şarklı-Garplıya inanmıyordu. Ya Şark, ya Garp vardır. Garp medeniyetinin temeli, hür tefekkür dür. Şapka bir başlık taklidi değil, tefekkür inkılâbının bir sembolü idi. Bu inkılâp, müspet ilme dayanan ilkokul eğitimi ile köyde halkın derin köklerine kadar inmeli idi. Ömrü buna yetmedi. Medeniyet meselesi halledilmedikçe hiçbir meselenin halledilemez olduğunu bugün de görmüyor muyuz? Demokrasi politikacıları, geçici dünya nimetlerini paylaşmak için, can çekişen taassubu beslediler ve ona yeniden halk kanını emme kudreti verdiler.
Sayfa 504 - PozitifKitabı okudu
Türkiye'de Kemalizm ve Sosyalizm birer ideoloji olmaktan öte birer dini ekol gibidirler. Kemalist din ekolü devlete bulaşmış bir siyasi din ve pranga iken sosyalizm insan doğasına başkaldırının ütopik umut dolu ekonomik dinidir. Fakat bir ideoloji olmaya sosyalizm daha yakındır.
Nihal Atsız
Atsız'ın 50'lerde yaptığı "Kemalizm denilen muazzam safsata kökü dışarıda olan bir ucubedir" tespiti çöpe atılmış, yazarı 'tehlikeli' fikirlerinden arındirılarak bir kült haline getirilmiş ve "Dalkavuklar Gecesi" gibi Kemalizmi yerden yere vuran hicivleri birer masal kitabi gibi okunur olmuştur. Bugünkü Atsiz; diyardan diyara sürülmüş, mahkemelere verilmiş, sokaklarda yuhalatılmış anti-Kemalist kimliğinden uzaklaştırılarak Türklüğü övmekle meşgul bir Şamanist'e indirgenmiştir. Hâlbuki Osmanlı padişahlarına, hele Sultan Abdülhamide söz söyletmeyen, Atatürk'ün liseler için yazdırdığı tarih kitabını sağlığında tenkid etme cesaretini gösterebilmiş nadir serdengeçtilerdendi.
DT - Mustafa ArmağanKitabı okuyor
240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
KİM LAN BU İTTİHATÇILAR!
Enver, Talat, Cemal. İttihatçılar denince akla gelen üç isim. Müfredat öğretisinde de müfredat haricindeki öğretilerde de üzerine tam olarak durulmayan, hem islamcılar hem de sekülerler tarafından cami avlusuna bırakılmış gayrı meşru bir çocuk muamelesi gören, menfi veya müspet yönlerinin hala tam olarak ortaya konulmadığı o ekip,
İttihatçılık
İttihatçılıkSüleyman Tekir · Kronik Kitap · 2023148 okunma
hazret-i ömer olsa ağzımı yüzümü dağıtırdı iftar sonrası çay ve sigaralardan hazret-i ali kale bile almazdı şu bitirme tezini bir evsizle çorba içecek kadar cesur olmadığım duyulsa ensar kız vermezdi medineli çocuklar tebessümler fırlatırdı nefsim kanayana dek tenimi ilk gazvede bırakıp kurtulmak belki bakışlarıma mescidin kumları bile fazla bir
Kemalizm...
Kemalizm, aslında büyük ve esaslı bir din reformudur. Tanrı, bir peygambere verdiği şeriatı, ikinci bir peygamberde değiştirmekle hatta Kur'an'ın bir ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla hükümlerin toplum evrimini izlemesi gerektiğini göstermiştir. Fıkıh'da buna nesih diyoruz. Hz. Muhammed, son peygamber olduğuna göre, O'ndan sonra nesih hakkı insan aklına kalmıştır. Onun için İslâm bilginleri, "zamanla hükümlerin değişeceği" içtihadında bulunmuşlardır. Mustafa Kemal'in yaptığı işte bu nesih hakkını kullanmaktı.
Sayfa 457 - PozitifKitabı okudu
Kemalizm Eserleri.
Söz gelimi "Yalnız Almanya ve Fransa'da Kemalizm'e dair yazılan eserlerin bizdekilerden daha çok olması, yerli düşüncelerin kıtlığı ve yoksulluğu bakımından ne utandırıcı bir nispettir."
Reha Oğuz'un Kemâlistliği.
"Sonra, Kemalizmin Tarih ve Dil inkılaplarında mündemiç olan .. Türk ırkının eşsiz üstünlüğü.. felsefesi kalbi mi fethetmişti. Bunu, biyolojiye, prehistuara ve daha birçok ilimiere dayanır bir Tarih felsefesi halinde işlernek en büyük ihtirasımdı." (Sahife: 411) (Kemalizmi Turancı ve Irkçı gibi gösteriyor) Bunlar, yıllarca, Atatürk
Mobbing Bank Diyor ki;
Kemalizm diyen Türk olmadığı gibi Atatürk ve devrimlerinden yana değildir. İnsanlık devrimi küçük bir ideolojiye sığar mı? İngiliz emperyalizmi bu ismi vermiş birileri de orada kendine kimlik bulmuş. Atatürk böyle bir insan mıydı? Atatürk'ün yaptığı insanlık devrimlerini küçümseme zihniyeti onun devrimlerini Kemalizm yani bir ulusu oradan çıkartıp sadece bir kişiden ibaret fikir olarak göstermek isteyen bir zihniyetin ürünüdür. Önder Karaçay
Bastırılmış olandan söz ettiğimizde, onu hep bir vaatle birlikte düşünüyoruz. Geri döndüğünde yalnızca kendi adına, kendi dışlanmışlığı, kendi mahrumiyeti adına değil, başkaları adına da konuşacaktır, diye umuyoruz. Ama burada bir çelişki de var: Çünkü geri dönen, hiçbir zaman bastırılmış olanın kendisi değildir. Geri dönerken aslında taşıdığı vaadi de tüketmiştir; bize bu kez çıplak bir öfke, bir arsızlık, bir açlık olarak görünür. Bugün kim İbrahim Tatlıses'in bir mahrumiyetin, bir dışlanmışlığın sesi olduğunu iddia edebilir? Ya da arabeskin dışlanmış taşranın müziği olduğunu? Ya da 80'lerde yaşanan cinsellik patlamasının, bastırılmış bir arzunun nihayet kendi adına konuşması olduğunu? Evet, geri dönen bir şeyler var, ama bunlar çoktan başka bir şeye dönüşmüş. Çünkü onlara, baskı ortadan kalkmadığı halde geri dönme imkânını veren tek bir şey var: Piyasa. Piyasanın baskısını ise geçmiş bütün baskılardan ayırt eden bir yön var. Ne kadar kaba ve ikiyüzlü olabilirse olsun, Kemalizmin taşraya uyguladığı baskı her zaman bir vaadi, modernleşme, medenileşme vaatlerini içinde taşıyordu. Bu, yalnızca Kemalizm gibi nispeten cılız sayılabilecek bir baskı aygıtı için değil, bütün geleneksel baskı aygıtları için de geçerli. Erkeklerin kadınlar üzerindeki baskısı, bir aşk vaadinin dışında tasavvur edilebilir mi?
Mobbing Bank Diyor ki;
Bataklık Kurutulacak Onlar ne yaşadıklarının farkında bile değiller. Şeytani bir rüya ve hayal aleminde yaşadıklarını sanıyorlar. Bizden çaldıklarını her gün sayarak yerinde duruyor mu diye kontrol ediyorlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.