dün gece tiyatrodaydım
merhaba a merhaba b merhaba c ahahah
hepiniz de burasınız
hepimiz de burdayız
kanişler bakım ister
evet biraz aspirin uzun yaşar çiçekler
çiçekler uzun yaşamalı
çiçekler taze kalmalı
Bedenimizle dostuz, düşmanımız keyfimizi kaçıran her şey.
Hayır hayır dostluk denmez buna, memnun değiliz bedenimizden. İstediğimiz şekli verebilmek için yapmadığımız eziyet yok ona. Yemek keyfimize mani olsa da giyim keyfimiz için dayanmalıyız işkenceye. İki neden incelebilsek vitrindeki elbise atılacak kollarımıza. Fotoğraf çekilirken korkmayacağız. Paltomuzun düğmelerini ilikleyip Akakiy Akakiyeviç sevinciyle yürüyeceğiz yollarda.
İskit kralı Idanthyrsos, şu cevabı gönderdi:
"İranlı, işte benim kanaatim: Beni hiç kimse ne korkutabilir,
ne de önünden kaçmaya zorlayabilir; senden de kaçtığım
yok: Şimdiye kadar yapmış olduğum şey, barış zamanında
da her zaman yaptığım şeydir. Neden hemen savaşa girmiyorum,
onu da sana açıklayayım: Bizi, ne kentimiz var, ne
de bir tek dikili ağacımız ki, elden gitmesin ya da yakılıp yıkılmasın diye
korkup hemen savaşa girelim; ama siz eğer ille
de savaşmak istiyorsanız, bizim atalarımızın mezarları
var; onları bulun, onlara el kaldırın, o zaman görürsünüz
mezarlarımız için dövüşüyor muyuz, dövüşmüyor muyuz.
Ama daha önce -ve keyfimiz istemediği sürece- sizinle savaşmayacağız.
Bu konu bu kadar. Efendilik konusuna gelince,
ben yalnız iki efendi tanıyorum; atam Zeus ve Skythlerin
kraliçesi Hestia. Ve bir de haraç olarak istediğin ekmek ve
su yerine, sana layık olduğun şeyleri göndereceğim; mademki
kendini benim efendim sayıyorsun, senin bu palavrana
cevap olarak, ağla diyorum sana. "
Yaygın bir tavır vardır. Canımız sıkılıyorsa, keyfimiz
yoksa, çevremize ters davranırız, aksilik ederiz.
Böyle
davranmak bize gayet doğal gelir, Oysa böyle davranmak zorunda
değiliz.
Keyfimiz var veya yok, çevremizdekilere saygılı
davranabiliriz, davranmalıyız.