Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özenle hazırlanmış bir ölümün yüzüne kim bakar bu gün? Hiç kimse.
AVÉ-MARIA
Rüzgar tersine esiyor.. Niçin? Eski günler geri mi gelecek? Kımıldıyor kazasında böcek Bildiği hayata doğmak için. Neden içimize doğdu vehim? Ah ümit, ümit yollar boyunca.. Düşünmez miydi akşam olunca
Sayfa 70
Reklam
Toplumun işlediği en büyük suç, çocukları için harcaması gereken parayı çocuğu ve kendi kendisini yok etmek için harcıyor olmasıdır. Toplum, sorumluluğundaki koğuşa ait olan parayı boşa harcayan bir gardiyan gibi davranmaktadır. Yetişkin dünyası sadece kendisi için bir şeyler inşa eder ve harcar, oysa sahip olduğu zenginliğin bir kısmının
Sayfa 230 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Çocuk akşam yatağına gittiği zaman sevdiği kişiyi çağırır yanında kalması için yalvarır. Hala anne sütü emen çocuk akşam yemeğinde yanımıza gelmek, bize yakın durmak ve bizi izlemek ister; yemek yemek değil. Yetişkin bu mistik sevgiyi fark etmeden yanından geçip gider. Fakat bizi bunca seven küçükler büyüyecek, ortadan kaybolacaklar. Bir daha bizi onlar gibi kim sevecek? "Benimle kal," diyerek bizi yatağına başka kim çağıracak? Çocuk büyüdüğünde kayıtsız bir "İyi geceler," diyecek. Kendisi yemek yemezken bizim yemek yiyişimizi izlemeyi kim o kadar hevesle isteyecek? Kendimizi sona erecek bu sevgiye karşı savunuyoruz ama buna eşdeğer bir şeyi bir daha asla bulamayacağız. Gündelik hengâmemizde "Yapacak çok işim var," "Vaktim yok," "Yapamam," deriz ve içimizden "Çocuğa iyi eğitim verilmeli, yoksa bizi kölesi yapacak," diye geçiririz. Bizim isteğimiz çocuktan kurtulup hoşumuza giden şeyleri yapmak ve rahatlığımızdan taviz vermemektir.
Sayfa 104 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okudu
Fırtına evin içinde mi esiyor? Kapıları kim çarpıyor? Odalarda dolaşan kim? Bırak, kim olursa olsun. Kuledeki odayı bulamaz. İki insanın bu ortak uykusu; sanki yüz kapının ardında uyunmakta, sanki aynı anne ya da aynı ölüm paylaşılıyormuşçasına bir ortaklık.
Bilmem söyledim mi? Görmeyi öğreniyorum. Evet, başlıyorum. Henüz beceremiyorum. Ama elden geldiğince, zamandan yararlanmak istiyorum. Örneğin ne çok insan yüzü varmış da hiç farkına varamamışım. Bir sürü insan var, fakat yüzler daha da fazla; çünkü her insanın yüzü birkaç tane. Aynı yüzü yıllar yılı taşıyanlar var; tabii eskir bu yüz, kirlenir, kıvrımlarından açılır, yolculukta giyilen eldivenler gibi bollaşır. Tutum- lu, basit kimselerdir bu gibiler; yüzlerini değiştirmez, temizlemeye bile vermezler. Nesi varmış derler ve kim onlara bunun aksini kanıtlayabilir? Şimdi madem bir- çok yüzleri var, ötekilerini ne yaparlar sorusu gelir akla. Saklarlar. Çocukları kullansın. Ama bu yüzleri, köpeklerinin de takınıp sokağa çıktıkları olur. Neden olmasın? Yüz yüzdür.
Sayfa 11
Reklam
Yaşadıkça, yaşamın dikte ettirdiklerine katlanıp sonuna kadar kayda geçirmeyi daha da gerekli görüyorum; bakarsın ancak son cümle, binbir çabayla öğrenilmeye çalışılıp kavranamamış ne çok şey varsa tümünü eşsiz bir anlamla donatacak o küçük, o sıradan sözcüğü içerecektir. Hem öbür dünya koşullarında, bizim için bu dünyada hazırlanmış sona kadar yürüyüp yürümediğimize bakılmayacağını kim bilebilir?
Hey, kaderimiz gelir bu rüzgârla. Bu yeni rüzgâr, bir yerlerden, isimsiz şeyleri yüklenmiş sendeleyerek, aşıp denizi getirir, kim olduğumuzu.
Dünyanın bu işinə heç yoxam. İstəyirsən Cəbrayıl ol, axmaq ol, ya da lap cani, heç kim görməz. Amma bircə düymən çatmayanda hamı görür.
Sayfa 114 - Qanun NəşriyyatıKitabı okudu
Bay Yabancı'nın beyzbol şapkasını ya da Bayan Yabancı'nın saçındaki mavi boyayı görüyorsunuz ve bir anda zihninizde olumlu veya olumsuz bir sürü çağrışım meydana geliyor. İçinizden bir ses bu insanı daha yakından tanımak istediğinizi, ya da istemediğinizi söylüyor. Ama daha Yabancı karakterimizin ağzını açmasına fırsat bırakmadan hemen kendinizden bir adım uzaklaşın. Ya da özünüze doğru bir adım atın. Kafanızın içinde şekillenen yargıların bir yerlerden geldiğini fark edin -çünkü o yargılar hep bir yerlerden gelir- ve size doğru yaklaşan kişiye bir daha bakın. Tarafsız olun ve ilk izleniminizi dayandırabileceğiniz bir şey var mı söyleyin. Bay Yabancı'nın suratı asık mı? Bayan Yabancı size doğru gelirken önünde duran birini mi itti? Hayır mı? O zaman antipatinizin başka bir yerden geliyor olması lazım. Belki bir saniye durup düşünürseniz, bu olumsuz hissin beyzbol şapkasından ya da mavi saç boyasından kaynaklandığını fark edeceksiniz. Belki de etmeyeceksiniz. Her halükarda, öncelikle, hiç tanımadığınız birini şimdiden sevmeye ya da ondan nefret etmeye meyilli olduğunuzun ayırdına varmış olacaksınız. Ve ikinci olarak da, izlenimlerinizi düzeltmeniz gerektiğini kendi kendinize itiraf etmiş olacaksınız. Kim bilir, belki de ilk düşüncenizde haklıydınız. Ama yargıya varırken ikinci bir deneme yaparsanız, bu sefer fikirleriniz hem tarafsız gerçeklere dayalı, hem de Bay veya Bayan Yabancı'nın konuş­ masına fırsat tanıdıktan sonra şekillenmiş olacak.
376 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.