306 syf.
8/10 puan verdi
Jose Saramago için biraz ön yargılı yaklaştım. keza daha önce 'bilinmeyen adanın öyküsü' kitabını okumuştum ve hoşlanmamıştım. fakat bu kitabı okumamla görüyorum ki, Saramago büyük yazar. kitap 35 bölümden oluşuyor ve bir apartmanda yaşayan birbirinden farklı 6 ailenin hikayesini anlatıyor. başlarda o kadar çok isim olması kafa karıştırabilir
Çatıdaki Pencere
Çatıdaki PencereJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2021688 okunma
Caprifischer
Wenn bei Capri die rote Sonne im Meer versinkt und vom Himmel die bleiche Sichel des Mondes blinkt, zieh'n die Fischer mit ihren Booten aufs Meer hinaus, und sie werfen im weiten Bogen die Netze aus. Nur die Sterne, sie zeigen ihnen am Firmament ihren Weg mit den Bildern, die jeder Fischer kennt, und von Boot zu Boot das alte Lied
Reklam
''albert kropp: 'insan düşününce tuhafına gidiyor, biz ana yurdumuzu korumak için geldik buraya. fransızlar da ana-yurtlarını korumak için geldiler. peki, haklı olan kim?'' ''artık birbirimizi bile tanımaz olduk. aslında hissiz, duygusuz ölüleriz biz. ..... ''vahşi bir hayvan olup çıktık. dövüşmek değil, yaptığımız. yok olmamak için kendi kendimizi savunuyoruz. el bombalarımızı insanlara fırlatmakta olduğumuz aklımıza gelmiyor." ... ''kat cepheyi boydan boya dolaşmış olan bir fıkra anlatıyor. bir doktor varmış. yoklama yapıyormuş. ön önüne geçenlere başın kaldırmadan: -'sağlam' dermiş. 'bize cephede adam lazım gerek' tahta bacaklı bir adam gelmiş. doktor gene başını kaldırmadan: -'sağlam' demiş. bunun üzerine aksak-bacak, ''efendim, benim şimdi bir tek tahta bacağım var' demiş. 'ama cepheye dönünce inşallah kafamdan vururlar da o zaman tahta bir kafa taktırır, doktor olurum'. '' "annem soru sormuyor. babam ise tam tersi. ille hep cepheden söz etmemi istiyor. gösterdiği merakı çok aptalca buluyorum. beni sıkıuor ve üzüyor. aramızda gerçek hiçbir anlaşma kalmadı. babam cephe hakkinda sorular sormaya bir turlu doyamiyor. dusunemiyor ki insan oyle seyleri pek konusamiyor, cepheyi anlatmayi ben de isterdim, ama bildiklerimi söz haline koymaya cesaretim yok. bu sozlerin buyuyup devleseceginden, onlari idare edemeyecegimden korkuyorum."
Salzburg’un meşhur delilerinden biri olan Simi kendini Hz. İsa sanırdı. Şehrin tam merkezine yüksek bir yere konuşlanır ve kendince halka seslenirdi. Bazen hitabetinin ihtişamı çevredeki kafelerin bahçesinde oturan insanları rahatsız eder ve kafe sahipleri polise şikâyette bulunurdu. Polis Simi’yi alır götürür ancak Simi ertesi gün yine sokak
nedir bu afra tafralar...
“Mesela en çok insan yüzü varmış da hiç farkına varmamışım. Bir sürü insan var, fakat yüz daha fazla, çünkü her insanın yüzü bir kaç tane. Aynı yüzü yıllar yılı taşıyanlar var, tabii eskir bu yüz, kirlenir kıvrımlarından aşınır, yolculukta giyilen eldivenler gibi bollaşır. Tutumlu, basit kimselerdir bu gibiler; yüzlerini değiştirmez, temizletmeye bile vermezler, nesi varmış derler ve kim onlara bunun aksini ispat edebilir? Şimdi madem birçok yüzleri var, ötekilerini ne yaparlar sorusu gelir akla. Saklarlar. Çocukları kullansın. Ama bu yüzleri, köpeklerin de takınıp sokağa çıktıkları olur. Neden olmasın? Yüz, yüzdür." Rainer Maria Rilke/ Malte Laurids Brigge'nin Notları
96 syf.
·
Puan vermedi
''Belki şehre bir film gelir Bir güzel orman olur yazılarda İklim değişir Akdeniz olur Gülümse...'' nedense kitabı aldığımda bu dizeler idi aklımda olan, okurken de aynı duygular devam etti. Kemal Burkay'a ait dizeleri Sezen Aksu yorumuyla dinlemeyen pek azdır. Kemal Burkay demişken, iki sene önce doğu illerinin birinde yol uygulaması
Film Anlatıcısı Kız
Film Anlatıcısı KızHernan Rivera Letelier · Doğan Kitap · 2015177 okunma
Reklam
570 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.