mustafa kemal atatürk döneminde dolar kuru; 80 kuruş verip 1 dolar alınan günlerdir. (...) *1923’de 1 abd doları ortalama 1 tl’na eşitti. hatta yıl içerisindeki bazı dönemlerde tl 20 kuruş daha değerliydi. 80 kuruş verip 1 dolar alıyorduk. 1923 yılından 1930 yılına kadar ekonominin kuruluş temelleri atıldı. ağırlıklı olarak önce liberal
Oh, söyleyin lütfen, insanoğlunun sırf gerçek çıkarının nerede olduğunu bilmediği için alçakça şeyler yaptığını; eğitilecek olursa, gerçek ve olağan çıkarlarının nerede olduğunu görmesi için gözleri açılacak olursa alçaklıklar yapmayı hemen bırakacağını; hemen iyi, temiz bir insan olacağını; çünkü bilgili, olur, gerçek çıkarlarını anlarsa ve özellikle de çıkarının iyilikte olduğunu görürse, (hiç kimse çıkarının tersine bir şey yapmayacağına göre) zorunlu olarak iyi şeyler yapacağını ilk kez kim söyledi, kim açıkladı bunu ilk kez? Ah, çocuk! Temiz, saf çocuk! Peki, bin yıldan beri kim her zaman yalnızca kişisel çıkarı doğrultusunda hareket etmiştir? İnsanların bile bile, yani gerçek çıkarının nerede olduğunu tam anlamıyla bilincindeyken, onları ikinci plana itip başka yollara saptığını, kimsenin zorlaması olmadan, sanki özellikle, bilerek, kendisine gösterilen yola değil, doğrudan doğruya kendi iradesiyle, karanlıklarda arayarak öteki zor, saçma yola girdiğini gösteren binlerce örneği ne yapacaksınız?
Reklam
Dediğim gibi, kimselerle bir derdim yok. Elime gelen kartları oynadım. Kimse zorlamadı beni. Pişmanlığım yok. Bazen, her şeyin başladığı o sabah yağmur olmasaydı ya da cebimde para olsaydı vesaire, hayatım nasıl olurdu diye düşünüyorum ama hiçbir özel hayal belirmiyor zihnimde. Düşünüyorum, evet, kentimi, kentimizi, nehir boyunca uzanan ağaçları, göklere uzanan kilise çatılarını. Graziano'nun filmini, Arianna'nın günlerine düzen vermek için kapısına yapıştırdığı notları, bitmiş gençliğimi, yaşayamayacağım yaşlılığımı düşünüyorum. Gerçekleşmemiş her şeyi, ölü doğan bebekleri, melekleri, sadece hayali kurulmuş sevdaları, seherle yarım kalan rüyaları düşünüyorum ve sonsuza dek ölmüş şeyleri, soykırımları, kesilen ağaçları, soyu tükenen balinaları ve tükenmiş tüm ırkları. Suların terk ettiği, çırpınarak canını kurtaran ve bizim var olmamızı sağlayan o ilk balığı düşünürüm. Her şeyi, doğmayı asla başaramamış ve sonsuza dek ölmüş her şeyi bağrına basan denizi. Gökyüzünün açılacağı ve bütün bunların ilk kez ya da bir kez daha meşruluklarını yeniden kazanacakları o günü düşünürüm.
Bugün Norveç’te, Katoliklere ve ateistlere hoşgörü gösterildiğini iddia edemezsiniz, çünkü hiç kimse iki gruba da inançlarından uzak durmaya veya vazgeçmeye zorlamayı düşünmez. Her iki durumda da hoşgörü gereksizdir.
Sayfa 323
Matrix gibi bir evren: Kırmızı mı, mavi mi?
“Ben tamamen Doğu’nun Batılılaşması taraftarıyım ve sonuna kadar kapitalizm taraftarıyım. Çünkü kapitalizm tek doğal sistemdir. Komünizm şiddet dolu, zorlayıcı, yapay bir sistemdir. Kapitalizm doğal bir büyümedir; onu kimse kimsenin üzerinde zorlamadı, o kendi kendine geldi. O, insan evriminin bir parçasıdır. Kapitalizm, birkaç kişinin diğerleri üzerinde belirli bir sistemi dayatmaya çalıştıkları komünizm gibi değildir. Kapitalizm özgürlüğün içinden çıkmıştır. Kapitalizm doğal bir olgudur ve insan potansiyellerine tıpatıp uyar. Ben tam bir Adam Smith yanlısı ve tam bir Karl Marx karşıtıyım.”
Osho
Osho
Sokrates'in Savunması
XIX. Sokaklarda dolaşıp ona buna öğütler vererek başkalarının işlerine karışmama, şöyle herkesin içinde kamutayda devlete öğütler vermeyi göze alamayışıma şaşarsınız belki. Bunun nedenini anlatayım: Bir tanrının ya da tanrıl, kutsal bir belirtinin bana göründüğünden söz açtığımı bir çok yerde sık sık işitmişsinizdir; hani Meletos'un alay yollu boyuna diline doladığı buydu suçlamasında. Bir çeşit ses olan bu belirti çocukluğumda gelmeye başlamıştı bana; bu ses beni hep görmek istediğim işlerden alıkor, ama hiç mi hiç bu işlere zorlamazdı beni. Benim siyasayla uğraşmama karşı koyan işte bu sestir; beni siyasadan alıkoymasının da çok yerinde olduğuna inanıyorum. Öyle ya Atinalılar, ben ta gençliğimden beri siyasa ile uğraşsaydım, ta gençliğimde ölürdüm de, size de, kendime de hiçbir iyilikte bulunamazdım. Size doğruyu söylüyorum diye de kızmayın bana: Size karşı ya da bir başka kamutaya yiğitçe karşı koyan, devletteki haksızlıkları, yolsuzlukları, eğrilikleri önlemek isteyen bir kimse canını kurtaramamıştır daha. Doğruluk için gerçekten savaşmak isteyen bir kişi, kısa bir zaman olsun yaşamak isteyen bir kişi kamu yaşamına yanaşmayıp, şöyle bir kenara çekilip özel bir yaşam sürmelidir.
Sayfa 27-8, Birinci BölümKitabı okudu
Reklam
229 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.