Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum... Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan... Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil... Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm... Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan... Çocuksun sen, çocuğumsun
Sayfa 236 - Everest Yayınları - 2. Basım - Ekim 2021Kitabı okudu
Kitapta bulunan en sevdiğim 'kırlangıçlar' bölümü:
"Hiç ayrılmayalım, olmaz mı?"demek vardı, fakat bu pek geniş manalı ve müphemdi. Nasıl ayrılmayalım? "Bir yuva kuralım!" deseler, bu da pek bayağı kaçacaktı. '...' Dünyanın geçiciliğinden, gökyüzünün sonsuzluğundan, sulardan '..' bahsederlerken, gözleri birbirine hasretle bakar ve: "Birbirimizden nasıl ayrılacağız?" demek isterlerdi.'...'Dostluktan filan bahsederken, sesleri titriyor gibiydi; yahut onlar böyle zannediyordu. Fakat böyle zamanlarda hemen birinden biri, bir kahkaha atar ve işi alaya bozardı: içi burkulduğu halde... '...' Söylemek istediği şeyleri gözleriyle anlatmak istedi. Tam bu sırada, üzerinde oturdukları söğütten sarı bir yaprak koptu, iki tarafa sallanarak aralarından geçti ve dişinin en manalı baktığı zamanda gözlerinin önünü kapattı. Erkek bu bakışı görmedi. Fakat her ikisi de sarı yaprağı gördüler. Erkek ağzını açtı: "Senden hiç ayrılmak istemiyorum..." demek üzereydi ki, ... soğuk bir rüzgar esti. Dişi erkeğin sözlerini işitemedi. Fakat her ikisi soğuk rüzgarın sesini duydular. '...' ikisi de içini çekti. '...' Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler.
Sayfa 40 - yky-yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
kırlangıçlar
İki kişi birbirlerini yeni tanıdıkları zaman havadan sudan bahsetmek âdettir.
kırlangıçlar
Eğer kırlangıçlarda kitap yazmak âdet olsaydı, bunların yazacakları kitaplar muhakkak ki üniversitelerde okutulurdu.
-Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz olmuyor ki...- -Kırlangıçlar-
Reklam
Ne güzel şarkı söylüyorlar. Hayır! şarkı söylemiyorlar.
Kırlangıçlar göçmen kuşlardır. Çok hızlı uçarlar. İşte o göç sırasında yüzlerde kırlangıç fırtınaya yakalanıp ölürmüş. Göçü başarıyla tamamlayan kırlangıçlar, geldikleri ülkenin sıcak gökyüzünde uçarken, yollarda kaybettikleri arkadaşlarını anımsar, acıyla, öfkeyle böyle çığlıklar atarlarmış.
Sayfa 315Kitabı okudu
"Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye fırsatımız olmuyor ki..."
Tesadüfün pek merhametli olmadığını ve birbirine böyle yakın olanları bir ikinci defa karşı karşıya getirmediğini biliyorlardı. - Kırlangıçlar-
Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler. Fakat ikisi de küçük derenin kenarındaki söğüdü ve orada geçirdikleri güzel ilkbaharı ve yazı unutmadılar. - Kırlangıçlar -
Reklam
Ağlamıştık Boyalarımız aktıkça ferahlamıştık hatırla Gözyaşlarımız simsiyahtı Sanırdım yanağımın sıcağına göç ediyor kırlangıçlar Beni anla. Geçti ömrüm iklimden iklime Yuva yaptım kaç paket cigaranın bacasına Yorgunum, kahvem çamur gibi Batmaya da razıyım, artık beni anla Yeter ki sen beni Hiç yazamayacağım bir romanın kollarına atma.
Yanağımın sıcağına göç ediyor kırlangıçlar, Beni anla.
Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz.- - Kırlangıçlar -
Bir rüzgar esse ellerin fesleğen kokuyor Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda
Bir sıcaklık, huzur yahut sevgi olmayan bir dünyada başına neler gelmezdi ?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.