Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KAVAK AĞAÇLARI
Çatıdaki kiremitleri seyrediyorum Yağmur oluklarından boşalıyor Kırmızı renk almış berrak sular Hızla iniyor çatıdan aşağıya Aşağıdaki derenin sesi geliyor Çagıldıyor tüm heybetiyle Su kuşları derelerde
Didem Madak 54 yaşında
İç ses, diye söylendim Çocukken şöyle dua ederdim Tanrı’ya: Tanrım bana hiç erimeyen, Kırmızı bir bonbon şekeri yolla. Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik Kardeşimle kendimize durmadan, Olmayan çayları, Olmayan fincanlardan içerdik. Olmayan kapıları açardık, Olmayan ziller çaldığında. Siyah papyonlu olurdu mutlaka Resim defterimizdeki damat. Yedi günde yarattığımız dünya Mutlu olurduk pastel koksa. Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı’ya: Olanlar oldu tanrım Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla!
Reklam
İç ses, diye söylendim Çocukken șöyle dua ederdim Tanrı'ya: Tanrım bana hiç erimeyen, Kırmızı bir bonbon şekeri yolla Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik Kardeşimle kendimize durmadan Olmayan çayları, Olmayan fincanlardan içerdik. Olmayan kapıları açardık 0lmayan ziller çaldığında Siyah papyonlu olurdu mutlaka Resim defterimizdeki damat. Yedi günde yarattığımız dünya Mutlu olurduk pastel boya koksa. Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrlya: Olanlar oldu Tanrım Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla!
Sayfa 15
Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken bir yandan da onlarla sobbet ediyor, "Nerelisin?", "Kaç kardeş siniz?" gibi sorular soruyordu. Gözleri bir ara, saçının ortası kırmızı olan bir delikanlıya takıldı. Delikanlıyı yanına çağırdı ve merakla sordu: "Adın ne senin evladım?" Delikanlı, hazır ol
"... İç ses, diye söylendim Çocukken şöyle dua ederdim Tanrı’ya: Tanrım bana hiç erimeyen, Kırmızı bir bonbon şekeri yolla. Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik Kardeşimle kendimize durmadan, Olmayan çayları, Olmayan fincanlardan içerdik. Olmayan kapıları açardık, Olmayan ziller çaldığında. Siyah papyonlu olurdu mutlaka Resim defterimizdeki damat. Yedi günde yarattığımız dünya Mutlu olurduk pastel koksa. Ve şimdi şöyle dua ediyorum Tanrı’ya: Olanlar oldu tanrım Bütün bu olanların ağırlığından beni kolla! ..."
Kahve ko­yuydu, köpüklüydü, ben evlenirken beyaz gelinlik giymiştim, elle­rim şimdi kırmızıydı. Unut bunları Sahahat dedim kendime. Katın var dedim, fa­yans kaplı mutfağın var, elektrikli şofbenin, Hereke halıların, cez­ven, şekerin, kahven, üç çocuğun var dedim. Kocan var, kocanın dostu var, kırmızı, sert, kabuklu ellerin de var ama olsun dedim. Yıllar var ki bir sabah, güneş doğarken şehirlerarası bir otobüsten inip mola yerinde, soğuk suyla yüzünü yıkamadın, bir çay içme­din, ürperip sırtına hırka almadın, yıllar var ki güzel bir söz duy­madın gece yarısı, saçlarını sevmedin yıllardır, ama olsun dedim. Televizyonun var, önünde yaşanacak yılların var, çocuklarının mürüvvetleri var dedim. Kahve taştı, Suna abla rahmetli, şaşırdı, kahveyi taşırdın Sahahat dedi. Taşırdım Suna abla dedim.
Sayfa 56 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Osmanlı Çiçek Medeniyeti
"Bir evin ya da pencerenin önünde gördüğünüz sarı çiçek "bu evde hasta var" demektir. Bu nedenle sarı bir çiçeğin bulunduğu evin sokağına yolu düşenler gürültü yapmadan, rahatsızlık vermeden geçip giderlerdi. Eğe pencerede kırmızı bir çiçek varsa o evde gelinlik çağda bir kız olduğunu anlamalısınız. Bu mesajín sebebi ise şudur: Bu evde gelinlik çağında bekâr bir kız var.Evin önünden geçerken sözlerine ve gözlerine dikkat et!"
Vasiyetimdir Sevgili Atölyem;
‘Ah’lar Ağacı 1- Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya sürünsem, Ferahlasam, pencereyi açsam. Şöyle bir şey yazdım sonra: Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Hey gidi Hey Gör bakalım varmı Bizden başka bir dünyada böyle güzellik
Ecdad zamanında ; -Pencerenin önünde sarı çiçek varsa : *Bu evde hasta var .Evin önünde hatta bu sokakta gürültü yapma .. anlamına gelirdi .. -Pencerenin önünde kırmızı çiçek varsa : *Bu evde gelinlik çağına gelmiş , bekar kız var .. Evin önünden geçerken konuşmalarına dikkat et ve küfür etme anlamına geliyordu. -Kız istemeye gelindiğinde damat adayının namaz kılıp kılmadığını anlamak için pantolonunun ' diz izine ' bakılırdı .. -Kahvenin yanında su gelirdi .. *Şayet misafir toksa önce kahveyi alır , açsa suyu alırdı .. Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır ya meyve ikram edilirdi . -Kapıların üstünde iki tokmak olurdu .. Biri kalın biri ince .. Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu .. Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı .. Erkekse kalın tokmakla kapıyı vururdu .. Evin hanımı kapıyı ya örtünüp açar ya da Bi mahremi ( kocası vs .. ) açardı .. -Peygamber efendimiz ( S.A.V. ) ' in 63 yaşında vefatından sebep , 63 yaşını geçmiş büyüklerimiz yaşları sorulduğunda ' Haddi aştık ' derlerdi. -Yolda küçük büyüğünün önünden yürüyemezdi ... -Cuma namazına esnaf - ki kuyumcular da dahil - kapıya kilit vurmadan giderlerdi .. -Fitre zekat Ramazandan önce Şabanda verilirdi 🍯 Fakir fukara Ramazana erzaksız girmesin diye .. -Esnaf Ramazan ayında toplanıp gerçek bir ihtiyaç sahibinin ' borçdefterini ' kapatırdı . - Beyler , hanımlara hediye olarak ' ayna ' alırdı .. Ki bunun anlamı : ' Sana senden daha güzel verebilecek bir hediye yok .. ' demekti .. ...Her okundugunda hayranlik uyandiran hasletler...
Ecdad zamanında ; -Pencerenin önünde sarı çiçek varsa : *Bu evde hasta var .Evin önünde hatta bu sokakta gürültü yapma .. anlamına gelirdi .. -Pencerenin önünde kırmızı çiçek varsa : *Bu evde gelinlik çağına gelmiş , bekar kız var .. Evin önünden geçerken konuşmalarına dikkat et ve küfür etme anlamına geliyordu. -Kız istemeye gelindiğinde damat adayının namaz kılıp kılmadığını anlamak için pantolonunun ' diz izine ' bakılırdı .. -Kahvenin yanında su gelirdi .. *Şayet misafir toksa önce kahveyi alır , açsa suyu alırdı .. Ona göre ya yemek sofrası hazırlanır ya meyve ikram edilirdi . -Kapıların üstünde iki tokmak olurdu .. Biri kalın biri ince .. Gelen bayansa kapıyı ince tokmakla vururdu .. Evin hanımı kapıyı ev haliyle bile açardı .. Erkekse kalın tokmakla kapıyı vururdu .. Evin hanımı kapıyı ya örtünüp açar ya da Bi mahremi ( kocası vs .. ) açardı .. -Peygamber efendimiz ( S.A.V. ) ' in 63 yaşında vefatından sebep , 63 yaşını geçmiş büyüklerimiz yaşları sorulduğunda ' Haddi aştık ' derlerdi. -Yolda küçük büyüğünün önünden yürüyemezdi ... -Cuma namazına esnaf - ki kuyumcular da dahil - kapıya kilit vurmadan giderlerdi .. -Fitre zekat Ramazandan önce Şabanda verilirdi 🍯 Fakir fukara Ramazana erzaksız girmesin diye .. -Esnaf Ramazan ayında toplanıp gerçek bir ihtiyaç sahibinin ' borç defterini ' kapatırdı . - Beyler , hanımlara hediye olarak ' ayna ' alırdı .. Ki bunun anlamı : ' Sana senden daha güzel verebilecek bir hediye yok .. ' demekti .. ...Her okundugunda hayranlik uyandiran hasletler...
Reklam
"Güçlü bir el silkeledi beni sonra Sanırım Tanrı’nın eliydi. Sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan. Binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi, Çok şey görmüşüm gibi, Ve çok şey geçmiş gibi başımdan, Ah...dedim sonra Ah!
Kırmızı giyer gül olur 🌷 Sarı giyer güneş olur☀️ Gelinlik gilyer karım olur💓
Geceye Notum
Geceye Notum
112 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İşleneceğini Herkesin Bildiği Bir Cinayetin Güncesi
Orjinal dilinde manası "İşleneceği duyurulmuş bir cinayetin güncesi" olan Kırmızı Pazartesi bir toplumun bir cinayetin işlenme sürecinde nasıl seyirci kaldığını ve cinayet kurbanının da basiretinün nasıl düğümlendiğini anlatıyor. Bunu Gabo 'dan okumanın sayesinde ve tabi ki İnci Kut' un harika çevirisi sayesinde bu kadar
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,8bin okunma
AH’LAR AĞACI – Didem Madak
Bu şiiri Tuğba Dursun'un enfes sesinden dinlemenizi tavsiye ederim. YouTube ve Spotify linklerini bırakıyorum. Spotify: open.spotify.com/episode/1DbK3Py... YouTube: youtu.be/uuMws4PB01E?si=... AH’LAR AĞACI Bir ilaç içsem bari diye düşündüm, Biraz kolonya
399 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.