Kızılay tarafından cayır cayır yanan koyu kırmızı bir rüzgâr eşliğinde, uzun mu uzun, körüklü bir otobüs geldi o sırada, bir iki kez yaylanıp etrafa keskin mazot kokuları saçarak kaldırımın kenarında durdu. Toz toprak içindeydi bu otobüs, camları el izleriyle kaplıydı ve içi de birbirine yapışmış, yüzleri görünmeyen bulanık gövdelerle doluydu.