Bugün göç bağlamında entegrasyon kavramı Ingilizce ve Fransızca başta olmak üzere pek çok dilde baskın ve neredeyse evrensel kullanıma sahip olmakla beraber, göç yazınında daha önceleri sıkça kullanılan ve hala belirli ölçülerde kullanımlarını sürdüren pek çok alternatif kavramdan bahsetmek mümkündür. Bunlar arasında asimilasyon, kültürleşme
16. ve 18. yüzyıllarda savaş meydanlarında esarete düşen ve Almanca konuşulan bölgelere yerleştirilen Türkler çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Bu zorlukların başında travmatik bir biçimde ailelerinden ve sevdiklerinden, kısaca alışmış oldukları kültürden koparılarak uzak diyarlara götürülmeleri gelmektedir. Burada kaynaklarda
Tek parti döneminin Kürtlerle ilgili politikalarını tek bir cümle ile özetlemek gerekirse kısaca 'inkar, baskı, şiddet ve asimilasyon' politikalarıdır denilebilir.
Kemalist Devlet'in temel niteliklerini ortaya koyabilmek için tahlil etmemiz gereken başka bir kavram, “Kendini Türk kabul eden herkes Türk'tür" sloganıyla ilgilidir.
Kemalist anlayışa göre, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan ve kendini Türk kabul eden, Türk sayan herkes Türk'tür. Bu ifade biçimi, aslında, belirli
"Kürt köylerini boşaltmak, yakmak, boşaltılan köylerin sakinlerini Türk nüfus arasına serpiştirip Türkleşmelerini sağlamaya çalışmak, kısaca zora dayalı bir asimilasyon, Dersim meselesini halletmenin mümtaz aracı olmuş gibidir."