1910'lu yıllarda Dersaadet... O yıllarda 25 yaşında Mekteb-i Sultani öğrencisi olan, Pera'ya aşık Sabri ... Sabri ile gelecek hayalleri kuran, savaş nedeniyle tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş babası ile yaşayan 23 yaşındaki Pera... Ne o zamanlarda Galatasaray Lisesi müdürü olan Tevfik Fikret, ne boks dersleri aldığı öğretmeni Mösyö Ravel, ne de büyük aşkı Pera; Sabri'nin geçmişten gelen acılarının sebep olduğu öfkeye ket vuramamaktadır. Sabri ise bu öfkenin onu hayatının aşkından ayırıp Marsilya'ya götüreceğinden habersizdir...
Buğra Gülsoy'u nasıl bilirsiniz deseniz; oyuncu olarak bilirim derdim. Ta ki yazdığı kitabı bir solukta okuyana kadar. Meğer kendisi Mimar, tiyatrocu, öykü yazarı, senarist ve şimdi de roman yazarı imiş. Hatta çektiği filmleri olup, bunlar birçok festivalde gösterilmiş. Yani çok yönlü bir sanatçı kendisi. Okuduğum kitabı ise çok çok sevdim. Yazı dili sade, türü en sevdiğim, tarihi gerçeğe dayalı kurgu (İlk Türk futbol takımında oyuncu olan ve aynı zamanda ilk Türk boksör olan Sabri Mahir'in hayat hikayesi üzerine kurgulanmış roman). Velhasıl çok severek okudum, hiç tereddütsüz tavsiye ediyorum. Zira ben şimdiden devam kitabını sabırsızlıkla bekliyorum.