Kalemini Bir Garip Aşk Öyküsü ile tanıdığım İsveç edebiyatının sevilen yazarlarından Carl-Johan Vallgren, çarpıcı anlatımıyla bir kez daha toplumun dışladığı insanların hikayesini, olağanla olağanüstüyü iç içe geçirerek anlatıyor bizlere.
Konusuna kısaca değinecek olursak eğer; İsveç'in batı kıyısında küçük bir kasabada geçen Denizadamı, anne babalarının ihmal ettiği, yaşıtlarının hırpaladığı, toplumun görmezden geldiği Nella ve kardeşi Robert'in çıkış arayışını anlatıyor. Kardeş sevgisini ve ihaneti, elle tutulur olanın ötesindeki duyguları ele alıyor.
Akıcı, sürükleyici bir o kadar da sarsıcı...
Kitabın başlarındaki şiddet beni biraz zorlayıp kitabı bırakma isteği oluşturdu. Sarsıldım, bunaldım, dayanamadım. Hatta bazı bölümlerdeki şiddet Otomatik Portakal'ı da anımsattı diyebilirim. Genel olarak dilini, anlatımını, konusunu sevdim.