Kitabı okumadan önce ilk ilgimi çeken kısım kahramanımızın Albert Camus'un kendisi olduğu yönünde olan yazılardır...
"Size hizmetlerimi sunabilir miyim bayım, canınızı sıkmadan?" diyerek başlayan Düşüş, yalnızlığın, bencilliğin ve ikiyüzlülüğün tezahürü gibi bir eser. İnsanları ve düşünceleri çok iyi analiz eden Albert camus okurken adeta bir Camuspotu yayınlıyor gibi hissediyorsunuz.
Düşüş'te sayfa sayısı az gibi gözükse de, Kitabı okurken monologların sizi yoracağını söyleyebilirim. Başlangıcından itibaren her parça da düşüşü hissedeceksiniz. Dinamik bir giriş yapan yazar sonrasında adeta kelimelerin yer çekimine maruz kalmış bir nesne gibi, düşüncelerin ve hikayenin düşüşüne cahitlik edeceksiniz.
Kitabın bitişiyle bitirmek istiyorum düşüş'ü
"Artık çok geç, her zaman hep geç olacak..."
Siz değerli kitap severler geç olmadan okuyun, okutun.... Keyifli okumalar :)