Yazarın konya gezisi ve fesleğen ile islamiyet adına yaşayışımızı sorgulamamız. Kendimize çeki düzen vermemiz gerektiğini hikayeler ayet hadisler anıları ile desteklemiştir. Okunacak kitaptır.
Bazı alıntıları özel olarak incelemeye saklamıştım. Onları aşağıda paylaşıyorum.
Keyifli okumalar
zaman, sevmelere sahip çıkılırmış. Görmeden, duymadan, haber bile almadan tutulurmuş verilen sözler. Şimdiki gibi kaç kişiyi idare edebiliyorsun muhabbetleri dönmezmiş gençler arasında. Sevmek demek, yan yana gömüleceği kişiyi seçmek demekmiş.
Güneş, gül bahçesine vurursa gül olur, bataklığa vurursa sinekler olur. Güneş seçmez nereye gideceğini. O her daim görevini yapar. Viraneye de vurur dergâhlara da zenginlere de katillere de... Mesele, o ışığı alanların onu nasıl kullandıklarıda. Kimi ilim için kullanır, kimi kibir için, kimi aşk için, kimi zina için.
Büyüdük, misketler yerini paralara bıraktı. Taşlar takılara, süslenmeye bıraktı. Gazoz kapakları dokunmatik telefonlara bıraktı. Misket için verdigimiz savașı, şimdi telefon ve arabalarımız için veriyoruz. Aslında değişen hiçbir şey olmadı. Çocukluktan beri meyil ettigimiz ürünler değişiyor. Dışarıdan baktığımızda hepsi gülünesi, hepsi geçici. Her yıl bir önceki yıl meyil ettiklerimizi unutmuş ya da onlardan sıkılıp değiştirmiş oluyoruz