Gazeteci-Yazar Ahmet Rasim, tahsiline, Sofular Mahalle Mektebi'nde başladı. Darüşşafaka'dan birincilikle mezun oldu. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra tamamen gazeteciliğe ve yazarlığa yöneldi. Döneminin pek çok gazete ve dergisinde muhabirlik ve savaş muhabirliği yaptı. Fen, edebiyat, mizah, tarih, hatıra, ilim vb. konularda yazdı.  Devrinin edebî gruplarından ayrı bir yol izledi. Zamanının çok okunan yazarlarındandır. Şiir, hikâye, roman, deneme, hatıra, seyahat, tarih, araştırma vb. her türde eserler verdi. Falaka, Ahmet Rasim'in, devrinin eğitim hayatına ait gözlemlerini çok renkli ve tabii bir dille anlatan eseridir. Kitap, zengin malzemesiyle kendini baştan sona sıkmadan okutur.  Bu eser, konuyla ilgilenen herkese faydalar sağlayacaktır. Kültürümüzün sonraki nesillere taşınması adına bir katkı olması dileğimizle... (Tanıtım Bülteninden)
160 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1927
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Eğitim kisvesi adı altında çocuklara ızdırap çektirmek.
116 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Sevgili okurlar, Falaka, Ahmet Rasim'in çocukluk anılarını anlattığı 1927 yılında yayımlanan bir kitaptır. Yazar bu kitapta, ezberini doğru düzgün yapamayan, sınıfta durduk yere konuşan ve kurallara itaat etmeyen çocukların falakadan geçtiğini anlatıyor. Derseniz ki sadece falaka mı tüm mesele tabii ki de değil. Çocuk önce mektebe gider orada bir güzel dayak yer. Biraz soluklanmak için eve giden çocuğun, aile büyükleri, hocanın kaldığı yerden dayağa devam eder. Günün sonunda çocuğun haddi bildirilmiş ve terbiye edilmiş olur. En azından o dönemin insanları bu düşünceye sahiptir. Özetle Ahmet Rasim, o dönemi müthiş derecede iyi tasvir etmiş. Özellikle de bir çocuğun bakış açısı ile mektep hayatının ne derece zor olduğunu biz okuyuculara sunuyor. Bana kalırsa bu kitap, o dönemin eğitim sistemini kavramak adına mutlaka okunması gerekenler listesinde.
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
103 syf.
·
Puan vermedi
Ahmet Rasim'in mahalle mektebinde başlayıp Darüşşafaka'da tamamlanan öğrenim hayatını anlattığı 1927 yılında yayımlanan anı kitabı. Eserde isminden de anlaşılacağı üzere dönemin eğitim sisteminde yer alan "falaka"nın kendisinde yarattığı etkileri görüyoruz. Mektebe yeni başlayan çocuklar için düzenlenen "Âmin alayı"nın anlatıldığı kısım en çok hoşuma giden kısım oldu. Dönemin adetlerini, çocukluğunu, eğitimini anlamak için güzel bir eser. Ayrıca birkaç görsel de içeriyor. Ve güzel bir alıntı: "Çocukları dövmekten ana, baba, dadı, hoca, lala, mürebbi ve mürebbiyeler kesinlikle kaçınmalıdır. Hatta sert sözlerden, kaba ve şiddetli davranmaktan da çekinmelidirler. Çünkü çocuk ne kadar küçük olursa olsun, kendisini döven el ve kendisine hakaret eden dil için ruhunda yeni filizlenen izzetinefse pek ağır gelir; bu ele ve dile karşı gizli bir düşmanlık beslemeye başlar." Listelere eklensin. Okuyanlar yoruma
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
116 syf.
7/10 puan verdi
FALAKA "Öğretmene saygı göstermeyen alçalır. " Eğitimde falaka uygulaması; öğrencilerin eğitim, öğretmen ile ilgili olumsuz düşüncelere ulaşmalarına neden olduğu için zararlıdır. Ben bu korkuyu, yarım yüzyıl önce, ülkeyi yarı kaplamış bir durumda buldum, gördümdü. Çocuk hem kendi gittiği okulun öğretmeninden hem de başka okulun öğretmeni olduğunu bildiği kimselerden korkardı. Bana öyle geliyor ki her okulun kalfasından, baş hafızından, yaramaz afacanlarına varıncaya dek hepsi hocanın karşısında donmuş gibi duru; sesinden, önündeki masasına sık sık vurduğu değneğinin çat patından tir tir titrerlerdi. O zamanlarda bir çocuk için korkunun birçok çeşidi vardır. Çünkü çocuk söz anlamaya, söz söylemeye korkuyla başlar.
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
116 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Falaka
Falaka
Ahmet Rasim’in çocukluk dönemini anlatıyor. Medrese gibi bir sistemde hocalardan din eğitimi alınan bu ortamda yegane disiplin anlayışı Kuran’ı yanlış okuyan çocuğu falakaya yatırmak. Ahmet Rasim’in çocukluğunu okumak, falakadan korkup bayılma sahnesi ve o zamanki eğitim sistemine ağır eleştirilerde bulunup kitabın sonunda hem psikolojik hem sosyolojik olarak ne kadar eğitimsiz kişilerden eğitim aldığını anlatan çok sevdiğim bir eser oldu. Ayrıca o dönemin aile yapısını da şeffaf bir şekilde gözler önüne seriyor.
Falaka
Falaka
Ahmet Rasim
Ahmet Rasim
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
'' FALAKA '' AHMET RASİM
116 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitabın Adı:
Falaka
Falaka
Kitabın Yazarı:
Ahmet Rasim
Ahmet Rasim
Tür: Anı Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemine şahitlik etmiş ünlü yazar Ahmet Rasim’in çocukluk günlerini ve eğitim hayatının bir kısmını anlattığı 1927’de yayımlanmış bir anı kitabıdır. Falaka’da, dönemin eğitim kurumları ve işleyişi hakkında oldukça detaylı bilgiler verilir ve aynı zamanda Osmanlı’nın son yüzyılının kültürel ve toplumsal hayatı da gözler önüne serilir. Osmanlı’da çocuk olmak ne demekti? Çocuklar nasıl yetiştirilir, nasıl okula başlar ve nasıl bir eğitim alırlardı? Ahmet Rasim Falaka’da kendisinin çocukluktan ilk gençliğine uzanan hatıraları eşliğinde bu soruların cevaplarını verir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullara tavsiye ettiği temel eserlerden biri olan Falaka , çocukların, eğitimcilerin ve ebeveynlerin okuması gereken bir kitaptır.
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
116 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Her ne kadar bir ceza şekli olarak uygulanan şiddeti, kitap boyunca eleştirel olarak okusam da bu kitap sadece falakanın ve çeşitlerinin anlatıldığı bir kitap değil. Orada yıllar öncesinden bir çocuk ve o çocuğun korkuları, heyecanları, hayatla mücadelesi var. Bana bu kitabın sorgulattığı ve hatırlattığı bir şey var. Bir zamanlar Ahmet Rasim de çocuktu, sonra büyüdü, yaşadı, yaşlandı ve şimdi yok. Umarım bizler de dünyada çeşitli ve hatırlanmaya değer izler bırakırız…
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
Falaka!
116 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Ahmet Rasim'in bu kitabı eskiden mekteplerde dayak atıldığı gibi, yaramazlık yapan talebelere ceza olarak falaka çekildiğinin kanıtıdır. Fakat bu tip olaylara Osmanlı 1880’li yıllarda bir son veriyor ve mekteplerde falaka ve dayak atılmasını yasaklıyor. 1883 yılında yayımlanan bir bildiri ile mekteplerdeki falaka ve kırbaçlar toplattırılıyor. Neyse ki bu tarihte kaldı! Şimdi ki okullarda çocuklara dokunamazsınız bile! Ama bazen ‘dayak cennetten çıkmıştır’ sözünü haklı kılacak kadar yaramaz olan çocuklar var mı var, geçenlerde okuduğum bir makalede İngiltere'de, ailelerin %51’inin bir zamanlar eğitim kurumlarında resmi olarak kabul edilen ve 14 yıl önce çocuk haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırılan “dayak atma, dövme” eyleminin tekrar okullarda uygulanmasını istediği belirtililmiş, ve Kamuoyu yoklamasının sonuçları hakkında yorum yapan Ortaokul Müdürleri Derneği Başkanı, okullarda dayak atma yöntemiyle çocukların disiplin edilemiyeceğini belirterek, öğrencilerin sadece okul aracılığıyla değil, toplumda gördükleriyle eğitim aldığını ve toplumların şiddeti över bir tavır takınmasından olumsuz olarak etkilendiklerini söylemiş. Ne doğru ne güzel söylemiş. " Çocukları dövmekten ana, baba, dadı, hoca,lala, mürebbi ve mürebbiyeler kesinlikle kaçınmalıdır. Hatta sert sözlerden, kaba ve şiddetli davranmaktan da çekinmelidirler. Çünkü çocuk ne kadar küçük olursa olsun, kendisini döven el ve kendisine hakaret edendil için ruhunda yeni filizlenen izzetinefse pek ağır gelir; bu ele ve dile karşı gizli bir düşmanlık beslemeye başlar"
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
106 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Ahmet Rasim'in yazdığı kendi çocukluk anılarının bulunduğu "Falaka" kitabında ilkokul yıllarında mekteplerde ne kadar acımasız ve vicdansız cezalandırma sistemlerinin olduğu dikkat çekiyor. Bir insanın kişiliğinin ve karakterinin gelişiminde çocukluk yıllarının önemi yadsınamaz derecededir ve bu yıllar "hoca korkusu", "falaka korkusu"yla doludur Ahmet Rasim'in anılarına göre. Bu durum çok üzücüdür gerçekten. Mektep hocalarının acımasızlığı kan donduracak cinsten. * * * 1edebiyat1bilim1film etkinliği Mart ayı okumalarımızdandı.
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
~87° | Falaka
108 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
Merhaba. ''Osmanlı'da çocuk olmak ne demekti? Çocuklar nasıl yetiştirilir, nasıl okula başlar ve nasıl bir eğitim alırdı?''
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma
116 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yazarımız, Osmanlı'da çocuk olmanın zorluklarına, çocuğun mektebe başlarken ki merasimine, mektepteki hocaların tutumuna kadar birçok noktaya değinmiş; kendi hayatından da örnekler vererek bizlere sunmuştur. Osmanlı'da her çocuğun mektebe başlarken ki en büyük korkusu falakacı bir hocaya denk gelmektir. Âmin alayından sonra okula başlayan çocuğa, okulun hocası ve kalfası yumuşak davranır, ta ki çocuk okula alışana kadar. Alıştıktan sonra en küçük hatasında - onu eğittiğini düşünerek- şiddet ile cezalandırır. 'Aba altından sopa göstermek' deyiminin karşılığı bu olsa gerek! Ebeveynlerin tutumları ise bundan daha kötü, çünkü falakaya yatıran hocaya karşı çıkmak şöyle dursun, sonuna kadar hocayı destekleyen bir kesim var. Yer yer sinirlerimi zıplatan cümleler olmadı değil: "Hoca dediğin böyle olmalı. Elinden sopası düşmemeli!" Anı niteliğinde olan Falaka, aslında günümüze de benziyor. Tek fark artık falakaya yatırmak yok; ama çocuklarımıza karşı uygulanan bir psikolojik şiddet, fiziksel şiddet var. Eğitim hayatımızda şiddeti benimseyen, çocukları şiddet ile korkutarak eğitebileceğini sanan, "eğitilememiş" insanlarımız maalesef ki mevcut. Arapça kelimelere yer verilmiş olan bu kitabı birkaç günde bitirebilir, Osmanlı dönemine de küçük bir seyahatte bulunabilirsiniz. :)
Falaka
FalakaAhmet Rasim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,863 okunma

Yazar Hakkında

Ahmet Rasim
Ahmet RasimYazar · 34 kitap
Kendine özgü bir üslupla kaleme aldığı eserleri geniş bir okur kitlesi tarafından okunan, mutlakiyet, meşrutiyet ve cumhuriyet dönemlerine tanıklık etmiş bir yazardır. 50 yılı bulan yazı hayatında farklı edebi türlerde ve çok sayıda eser verdi. Dönemin İstanbul hayatının ayrıntıları üzerinde durduğu fıkralarıyla tanındı.3.ve 4. Dönem TBMM'de İstanbul milletvekili olarak yer aldı. Tanınmış bestekar Osman Nihat Akın'ın dedesidir. Darüşşafaka mezunudur. Muharrirlik, Yazarlık, Bestekârlık, Posta Telgraf İdaresi Memurluğu, Tercümanı Hakikat, Saadet, İkdam, Sabah, Malumat, Servet, Tanin, Hak ve Tasvir-i Efkar gazeteleri yazarlıkları, Güneş, Gülsen, Sebat, Say ve Servet-i Fünun, Resimli Gazete, Musavvar ve Malumat dergileri yazarlıkları, TBMM III. ve IV. Dönem İstanbul Milletvekilliği ve III. Dönem Kütüphane Encümeni Reisliği yapmıştır. Evli ve altı çocuk babasıdır. Yaşamı 1864'te İstanbul'da Fatih'in Sarıgüzel mahallesinde dünyaya geldi. Babası Menteşeoğulları'ndan Kıbrıslı Bahaeddin Efendi, annesi Nevbahar Hanım'dır. Babası kendisi doğmadan evvel ailesini terk ettiği için Nevbahar Hanım onu tek başına yetiştirdi. 1875 yılında başladığı Darüşşafaka'da edebiyatla tanıştı. Bu okulda bestekâr Mehmet Zekai Dede'den müzik dersleri de aldı. Kendi çabasıyla Fransızca öğrendi. Eğitimini 1883 yılında birincilikle bitirdi. Okulu bitirdikten sonra diğer Darüşşafaka mezunları gibi Posta ve Telgraf Nezareti'nde memur oldu. Bu kurumda kısa bir süre kâtiplik yaptı. Memuriyet hayatının ilk aylarında Sadberk Hanım ile evlendi; 1902'de eşinin ölümüne kadar süren bu evlilikten dört oğlu, iki kızı oldu. Memuriyet hayatını benimsemeyen ve hayatını yazar olarak kazanmak isteyen Ahmet Rasim'in ilk yazısı Ahmet Mithat Efendi'nin Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlandı. Bu, 'Yolcu' başlıklı bir tercüme yazı idi. Ardından dönemin ünlü gazetecisi Baba Tahir vasıtasıyla Ceride-i Havadis'te fenni konularla ilgili yazı ve tercümeler yayımlamaya başladı. Bir süre Mekteb-i Behrami adlı okulda ve Komonto Musevi okulunda öğretmenlik yaptı. Ahmet Mithat'tan gördüğü teşvik sayesinde 1885'ten sonra kendisini tamamen gazeteciliğe verdi. Yayın hayatına 1891'de başlayan Servet-i Fünun dergisinde fen konularındaki yazılarının yanında, tefrik halinde romanlarını da çıkarma imkanı buldu. Leyal-i Izdırap, Meşak-ı Hayat ve Afife burada yayınlandı. Ancak Servet-i Fünun yazarlarının genel edebi çizgisini benimsemedi. O, Ahmet Cevdet Paşa ve Ahmet Mithat Efendi'nin doğu ve batı edebiyatının olumlu yanlarını sentez haline getirmeyi amaçlayan edebi anlayışını benimsemişti. 1908'de Hüseyin Rahmi ile birlikte 37 sayı süren 'Boşboğaz ile Güllâbi' adlı bir mizah gazetesi çıkaran Ahmet Rasim, gazeteciliği Malumat, Sabah, Sebat, Güneş, Maarif, Resimli Gazete, Mecmuai Ebüzziya, Türk Yurdu, Yeni Mecmua, Resimli Ay, İkdam, Boşboğaz, Basiret, Tasvir-i Efkar, Vakit, Akşam, Cumhuriyet gazete ve dergilerindeki yazılarıyla sürdürdü. Bunun yanında Gülşen, Sebât, Hamiyyet, Şafak, Servet, Tanin, Envâr-ı Zekâ, Maarif, Resimli Gazete, Hazine-i Fünun, Mektep, Pul, Fen ve Edep, İrtika, Surâ-yı Ümmet, Donanma, Resimli Kitap, Musavver, Muhit gibi dergilere gerçek adıyla, Hanımlara Mahsus Malumât'ta ise 'Leyla Feride" adını kullanarak yazılar göndermiştir. 1898'de Alman İmparatoru II. Wilhelm'in Suriye gezisi sırasında Malumat gazetesi tarafından Suriye'ye, 1916'da da Sabah gazetesince harp muhabiri olarak Romanya cephesine gönderildi. Bu arada okullar için yazdığı tarih, dil bilgisi, imlâ ve aritmetik gibi çeşitli konulardaki eserlerini kitap halinde bastırdı. Menâkıb-ı İslâm adlı kitabı dolayısıyla II. Abdülhamit'ten Mecidi nişanı aldı. Şiir, hikaye ve roman alanlarında eserler verdiyse de onu günümüze ulaştıran "Şehir Mektupları", "Eşkâl-i Zaman", "Cidd-ü Mizah", "Gülüp Ağladıklarım" gibi inceleme, araştırma ve gözleme dayanan yazıları oldu. Müzik alanında da eserler veren sanatçı, besteleri de kendisine ait olan pek çok şarkı sözü yazdı. Yakın dostu müzisyen Tatyos Efendi'nin bestelediği uşşak makamındaki 'Bu akşam gün batarken / Sakın geç kalma, erken gel' dizeleri ile başlayan güftesi günümüze kadar gelen eserlerindendir. 1927'de Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in referansıyla İstanbul milletvekili oldu ve TBMM'nin üçüncü ve dördüncü dönemlerinde milletvekilliği yaptı. Ancak sağlık sorunları yüzünden meclis oturumlarına bile katılmadı. 1932'de Heybeliada'daki evinde hayatını yitirdi, Heybeliada'daki Abbaspaşa Mezarlığı'na gömüldü. İstanbul Fatih Karagümrük'te 1938-1939 öğretim yılında kurulan Karagümrük Ortaokulu'nun adı 1965-1966'da Ahmet Rasim Ortaokulu olarak değiştirilmiştir. Okul 1988-1989'dan itibaren Ahmet Rasim Lisesi adını almıştır.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.