3 kitaplık bir seri olan Gabriel’in Cehennemi, Gabriel Arafta, Gabriel’in Cenneti kitaplarını yorumlayacağım. Bu seriyi okumama ilk kitabın kapağında yazan ‘Grinin Elli Tonu’na en büyük rakip.’ yazısı neden olmuştu.
Neyse serinin konusuna gelecek olursak;
Yürüyen özgüven eksikliği olan Julia, yüksek lisansının ilk gününde Profesör Gabriel Emerson tarafından azarlanır. Ve sinirleri zıplatan bir tanışma yaşarlar. (Ki aslında tanışıyorlardır ama Gabriel hatırlamıyordur.) Julia hatırlanmamanın siniri ile hep burnunun dikine giderken; Gabriel bu tanıdık gözlerin kim olduğunu bulma telaşına düşer.
İster istemez birbirinden ayrı kalamıyorken; üniversitenin öğrenci- öğretmen ilişkisini kesinlikle yasaklamış olması işleri daha da zorlaştırır.
3 kitap boyunca ilişkiye başladılar, gizlediler, açığa çıktılar, ayrıldılar, ayrı düştüler, barıştılar, kavga ettiler, kavuştular derken hop 1600 sayfa bitti. Heyecanı bol bir aşk hikayesiydi ama Grinin Elli Tonu’nun yanına bile yaklaşamaz. Yanına bile!