Emile zolanın ne yazık ki okuduğum ilk eseri ve kitap Suç ve Cezadan sonra okuduğum en iyi dünya klasiği. Okumak için elime aldığımda kitaba başlamamla kitabı bitirmem için 24 saat yetti. Emile Zola; fransız devriminin yarattığı burjuva ve işçi sınıfının yaşam kalitesi arasındaki uçurumu, sefalet içinde hayatta kalmaya çalışan işçi sınıfının sıkıntılarına karşın burjuvazinin, kendi halkından bihaber veya bencilliklerinden hiçbir şeye aldırış etmeden lüks hayatlarına devam etmelerini konu almış. Olay akışı hiç durgunlaşmamakta, emile zolanın anlatımı hiç sıkmadan su gibi akmakla birlikte duygu yüklü anlatımı karakterlerle bütünleşmemizi sağlıyor. Maden işçileri madene indiklerinde ben de onlarla birlikte yoruluyorum, aç kaldıklarında ben de aç kalıyor, içlerinde isyan ateşi alevlendiğinde onlarla birlikte isyan ediyorum, üzüldüklerinde kahroluyorum. Kitaptaki tüm karakterler capcanlı tanığım insanlardan farklı değiller gibi. Aşk, hırs, kıskançlık, isyan, emek, sevgi, korku... tüm duyguları karakterlerle birlikte tecrübe ettim. Gözlerim doldu, heyecanlandım, ürperdim. Bende müthiş bir etki bırakan müthiş bir eser.