Sayfa Sayısına Göre İbn-i Arabi Konuşuyor: Fütühat-ı Mekkiyye'den Öğütler Pınarı Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre İbn-i Arabi Konuşuyor: Fütühat-ı Mekkiyye'den Öğütler Pınarı sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İbn-i Arabi Konuşuyor: Fütühat-ı Mekkiyye'den Öğütler Pınarı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kul bir günah işleyip bu günahı bağışlayacak ve onu cezalandıracak bir Rabbi olduğunu bildiğinde, Allah şöyle buyurur: ‘Dilediğini yap, seni bağışladım.’”
İbn Arabî'yi tarihin en önemli ve etkin düşünürlerinden birisi yapan Fütuhât-ı Mekkiyye'yi bir cümleyle nitelemek isteseydik, onu insanın başlangıçtan sona serüveni olarak niteleyebilirdik.
Gerçekten de eser, bir sefer yani bir bakıma İbn Arabî'nin kişisel bir serüveni olarak görülebilir. Bu serüven, aynı zamanda onun bir entelektüel olarak bağlı olduğu düşünce ve bilim geleneklerinin yeni bir gözle yorumunu içerir. Bu yönüyle İbn Arabî, başta geleneksel tasavvuf olmak üzere, felsefi bilimler, kelam, hadis, fıkıh, tefsir, kıraat, yazı, dil bilimleri vb. gibi İslam bilim ve sanatlarının verilerini büyük bir amaç etrafında harmanlar. Bu amaç, bütün bilimlerin doğrudan ve veya dolaylı hedefi olan Tanrı'yı bilmenin belirgin ve vurgulu bir şekilde ortaya çıkartılıp bilimlerin verilerinin Tanrı-insan irtibatını yorumlamada kullanılmasıdır. Bu yönüyle Fütuhât, bir açıdan, bilimlerin yeniden inşası projesinin gelişmiş ve kapsamlı bir tarzı sayılabilir. Bu projenin diğerlerinden farklılığını sağlayan en önemli unsur İse, ana fikirdeki belirginliktir. İbn Arabî, belki hiçbir düşünürde görülmeyecek kadar açık ve anlaşılır bir ana fikre sahiptir. Bu ana fikir ki, onu en genel hatlarıyla vahdet-i vücûd öğretisi (varlığın birliği) diye yorumlamak mümkündür, ona görünüşte bağlantısız ve ilişkisiz yüzlerce konuyu bir kitap bütünlüğü ve nizamı altında ustalıkla toplama fırsatı sağlamıştır.
......
Ekrem Demirli
21.01.2006
İbn Arabî'nin felsefeye veya kelama veya başka herhangi bir bilim dalına bakışında başka yazarlarda görülebilecek katı-eleştirel ve dışlayıcı tavırlar görülmez.
Bu çevirinin kişisel akademik serüvenimde de farklı bir aşama olduğunu belirtmeliyim. Bu itibarla, Sadreddin Konevî hariç, önceki çalışmalarım büyük ölçüde İbnü'l-Arabî'ye hazırlık maksadı taşımıştı.
Önce Ebu'l-Ala Afifî, ardından Abdürrezzak Kaşanî ve Abdülganî en-Nablusî'nin eserleri, son olarak İbnü'ül-Arabî Sözlüğü İbn Arabî'nin eserlerini çevirmek ve onun üzerinde çalışmak için kişisel bir hazırlık süreciydi.