Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Düşüncede Temel Tartışmalar

İnsanı Yeniden Düşünmek

Kolektif

İnsanı Yeniden Düşünmek Sözleri ve Alıntıları

İnsanı Yeniden Düşünmek sözleri ve alıntılarını, İnsanı Yeniden Düşünmek kitap alıntılarını, İnsanı Yeniden Düşünmek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Homo Economicus ?
Homo economicus, hem bilimsel bir bilgi alanı oluşturmaya çalışan bir varsayımı hem de dini düşünceden seküler düşünceye dönüşmekte olan bir süreci ifade etmektedir.
Sayfa 103Kitabı okudu
İnsanın bir tür varlığı olduğu yönündeki çıkarım birkaç temel nokta üzerine kurulmuştur. Bunları sıralayacak olursak; Rousseau, hayvanın içgüdülerinden hareket ederek doğa karşısında eylemde bulunduğuna dikkat çekerken insanın kendi etkinliğini gerçekleştirirken içgüdülerine tamamıyla bağlı olmadığını, yapılması gereken şey karşısında iradesi sayesinde seçip seçmeme özgürlüğüne sahip olduğunu ileri sürmüştür. Bu bağlamda hayvanın da elbette iradesinin olduğuna değinirken insanın hayvana nazaran daha özgür bir irade sergilediğine dikkat çekmiştir. Hegel ise hayvanın eylemlerinin kaynağında Rousseau gibi içgüdünün yattığını söylerken insanın eylemlerinin kaynağını içgüdü değil kendine ve dış dünyaya dair bir bilince sahip olması olarak ortaya koyar. Hegel için hayvan, kendi doğasının zorlamaları karşısında sessizken, insanın doğasının zorlamaları karşısında kendisini tutabilmekte, bu zorlamalara insanca karşı koyabilmektedir. Feuerbach’a baktığımızda ise insanın bilinç ve öz itibarıyla farklı bir varlık olduğu fikri karşımıza çıkmaktadır. İnsan kendisini kendi nesnesi hâline getirebilen bir varlıktır. Bu yüzden insan bir başka insanı duyumsayabilirken hayvan bunu gerçekleştiremez. İnsan kendi olabildiği kadar bir başka insan da olabilmekte, onunla Özdeşlik kurabilmekte, bir başkasını hissedebilmektedir. Bundan dolayı Feurbach, insanı bir tür varlığı olarak düşünür. Olkan Senemoglu
Reklam
Batı Avrupa’da Kopernik’le başlayân kozmolojik devrim, insanı, evrenin merkezi/efendisi konumundan indirip herhangi bir galakside yaşayan sıradan bir varlığa dönüştürmüş, Darwin’le başlayan biyolojik devrim, insanı, dünyanın efendisi konumundan indirip olağan bir canlıya çevirmiş, Freud aldın arkasındaki akıl dışının krallığına işaret ederek insanın kendisinin bile efendisi olamayacagını iddia etmiş, çağdaş sinirbilim (neuro-science) alanındaki gelişmeler, insanın varlığının diğer doğa olaylarının karmaşık bir uzanımı olduğunu ima etmiştir. Modernleşme süreci ve Aydınlanma sonrası bilimde meydana gelen büyük atılımlar, insanın ayrıcalığı, biricikliği ve üstünlüğü fikirlerini sarsmıştır. İnsanlık tarihi içinde görece kısa bir zamana sıkışan tüm bu devrimsel nitelikteki dönüşümler, insanoğlu için hazmı ve uyumlanması zor süreçlerdir. Zira evren ve insan tasavvurlarındaki fiziksel değişim, metafizik değişimi de beraberinde getirmekte, eski metafiziğin yıkılışı ciddi bir narsistik zedelenmeye yol açmaktadır.
İnsan türsel bir varlık olduğu yönündeki tartışma Marx’la birlikte daha görünür hâle gelmektedir. Marx’a göre hayvan kendi hayat etkinliği ile özdeştir. Yani hayvanın aksine insan kendi hayat etkinliğini hem iradesinin hem de bilincinin nesnesi hâline getirebilir. Onun için insan eyleminde evrensel davranırken yani türüne özgü bir eylemde bulunurken hayvan kendi kısıtlılığı içinde eylemde bulunur. Fakat bu noktada Marx, hayvanın eylemini küçümsemez veya dışlamaz. Hatta Marx, hayvanın kusursuz eserler ortaya koyabildiğini de dile getirir. Örneğin; ona göre bir örümceğin ağı en iyi mimarı bile kıskandırabilir düzeyde mükemmel olabilir. Marx’ın bu noktada dikkat çektiği şeyin hayvanın kendi hayat etkinliğiyle doğrudan doğruya özdeş olduğu yani hayvanın yapmakta olduğu işin dışına çıkma şansının ve olanağının olmadığı, insanın hayat-etkinliğini kendi iradesinin ve bilinçliliğinin nesnesi yapabileceğidir. İnsan, bilinçli bir yaşam etkinliği olduğu için bir tür varlığıdır. Bundan dolayı da insanın etkinliği ona göre özgür bir etkinliktir. Olkan Senemeoğlu
Hegel’e göre insanın yapıp etmeleri değişir ama ortada değişmeyen bir öz her zaman vardır. Bu bağlamda tapınma nesneleri, tapındığımız şeyin ismi değişse de ortada insana içkin, değişmeyen bir öz olarak tapmak duygusu hep vardır. Bir an için Hegel’in bu varsayımının doğru olduğunu düşünelim. Bu durumda Hegel, insanların ne oldu da bir dinden başka bir dine geçtiler yönünde sorulacak soruya tam yanıt veremeyeceği ortadadır. Eğer bunu mümkün kılan şey tin ise o zaman tinin asıl uğrağının hangisi olduğunu nasıl tespit edeceğiz. Eğer tin, bir açınma sürecindeyse bu durumda bir ilerleme sağladığını nasıl kabul edeceğiz veya bunu nasıl tespit edeceğiz. Ayrıca evrensel bir değişmezlik yasası gibi bu ilke kabul edilirse insan ile hayvan arasında nasıl bir fark olduğu söylenebilir. Nitekim insanı zaten farklı kılan şey içinde bulunduğu koşullar tarafından kısıtlanırken bunu aşabilecek kabiliyetinin olmasıdır. Eğer insan her çağda değişmez bir evrensellik sergiliyorsa o zaman kültür üretmesini mümkün kılan şey nedir? Tam da hayvan evrensel bir doğa sergilediği için bir kültür üretemez. Oysa insan yaşam koşulları içinde doğasını dönüştürebildiği için kültür yaratabilmiş böylece tarihte onca gelişim aşaması geçiren geçim araçları üretebilmiştir. Görülmektedir ki aslında Hegel, böyle bir varsayımda bulunarak insanı da hayvan gibi kimi özellikleri itibarıyla tek boyutlu bir varhk olarak düşünmektedir. Fakat bunu söylemek Hegel’in insan ile hayvan arasında ciddi bir fark görmediği anlamına gelmemelidir.
İnsanın insan olarak var olması,bir diğer insan tarafından hissedilmesiyle ortaya çıkar.
Reklam
İnsanın doğası gereği témbel olduğunu düşünen Rousseau, insanın sanki sadece uyumak, yaşamını sürdürmek, hareketsiz kalmak için yaşıyormuş gibi olduğunu düşünür. İnsan olsa ola açlıktan ölmemek için zorunlu hareketleri yapma kararını verebilir... Ayrıca Rousseau, vahşi insanın tatlı bir tasasızlık içinde olduğunu düşünür fakat insanın toplumsallaşması aynı zamanda bu tür tasasızlık başta olmak üzere duygularını dönüştürür. Olkan Senemoğlu
Posthümanizmin savunucularından Rosi Braidotti İnsan Sonrası (2013) adlı kitabında “yeni materyalizm” temelinde yükselen insan-sonrası kuramıyla, insan merkezciliğin kibrine ve insanın aşkın bir kategori olarak müstesna kılınmasına karşı çıkmakta, insanın sahne aldığı biyogenetik çağda ve bütün yaşamı etkileme gücüne sahip olduğu anda insan için temel ortak referansın ne olduğunu yeniden düşünmeyi önermektedir. Braidotti, Manuel DeLanda, Donna J. Haraway gibi isimler tarafından savunulan yeni materyalizm, zihnin nasıl da her daim maddi olduğunu, maddenin nasıl da. zorunlu olarak zihnî olduğunu, doğa ve kültürün nasıl da her daim 'doğa-kültürler’ olduklarını gösterir. Maddi bir yaşama vurgu yapan insan-sonrası kuram ise, doğa-kültür sürekliliği fikri ile başlamaktadır. Doğa ile kültürü ayıran düalist yaklaşımı reddeden insan-sonrası yaklaşıma göre madde; canlidır, zekidir, kendi kendini örgütler (self-organizing) yani otopoietiktir (autopoı'etı'c), natüralist değil ilişkisçldir.16
Özgürlüğü ve Değerlere Kaynaklığı Bağlamında İnsan Tasavvurumuz
İnsanın tasarruflarından sorumlu tutulacak oluşu onu, düşünce ve eyleerinde bir değer varlığı olarak görmeyi gerekli kılmaktadır. Bu değer, kaynağını; insanın düşünce ve eylemlerinde otonom ve özgür oluşunda bulur. Ş.Ali Düzgün
Günümüzde transhümanizm, insari türünü-n bilişsel ve fiziksel yeteneklerinin arttırılması, hastalanma ve yaşlanma gibi zayıf yönlerinin azaltılması veya ortadan kaldırılması amacıyla bilim ve teknolojiden faydalanılması gerektiğini öne süren entelektüel ve kültürel hareket olarak anlaşılır. Hareket, doğa bilimleri ve sosyal bilimler başta olmak üzere birçok disipline mensup düşünürler tarafından oluşturulmuştur (Malapi-Nelson, 2017, s. 227-8). $u anki ve öngörülen gelecekteki bilimsel ve teknolojik gelişmeler transhümanist amaçlarla alakalıdır. Biyoteknoloji, nanoteknoloji, sinirbilim ve nöroteknoloji, bilgi teknolojisi, bilişsel bilimler, bilgisayar mühendisliği ve bilimleri., yapay zekâ (AI), genetik muhendisligi, rejeneratif tıp, sibernetik, sentetik biyoloji, simulasyon, insan-makine arayuzü araştırmaları, robotik ve kriyotikler ve ilgili bilim dalları insan-sonrası tüm akımların yakıtıdir.
73 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.