Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kan Fermanı

Şafak Güçlü

Kan Fermanı Gönderileri

Kan Fermanı kitaplarını, Kan Fermanı sözleri ve alıntılarını, Kan Fermanı yazarlarını, Kan Fermanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
200 syf.
5/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Ben ne okudum böyle? - Dikkat: Spoiler - Komedi içerir.
Ben ne okudum böyle? Yurdumdan bir parça içeren, korku ve fantastik ögeleri harmanlamaya çalışırken ne olduğu belli olmayan bir sekle bürünen bir kitap. İlk sayfalarda "Hmmm, enteresan, daha neler olacak acaba?" derken temposu hızla düşüp, "Daha ne saçmalıklar gelecek başımıza?" sorusuyla finali yaptı. Önceleri şikayetim,
Kan Fermanı
Kan FermanıŞafak Güçlü · İthaki Yayınları · 202128 okunma
"Kan hayattır. Kan başlangıç ve sondur. Kanla imzalanan ancak kanla biter!"
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Bir gecede tüm ailesini, mutluluğunu ve yarına dair umutlarını kaybetmişti. Geriye bir tek zihnini ve ruhunu paramparça eden sorular silsilesi kalmıştı...
Yemeğimi yiyorum!
İlk anda onun sadece başka bir hayvan olduğunu sanan küçük kız kaçamayacağı kadar yaklaştığında bunun küçük bir çocuk olduğunu fark etmişti. Beş altı yaşlarında görünen ufaklık yere çömelmiş koyunun başına okşuyordu. Hanife'nin şaşkınlığı daha da arttı. Küçük bir çocuğun o saatte ormanlık alanda ne işi olabilirdi? Tam bir abla edasında çıkışta ufaklığa... "Hey ne işin var senin gezinin bu saatinde burada benim koyunumla!" Hanife daha sözünü yine tamamlamıştı ki ufaklık birden cine dönüşen yüzüyle ona vahşice gülümsedi. "Yemeğimi yiyorum!"
Çocukluk demek cesur olmak ve kahramancılık oynamak demekti. Büyüklerin yapmayın dedikleri her şeyi yapmak ve illaki başını belaya sokmak çocukluk kurallarının başındaki maddeler gibiydi.
Reklam
Ölüm herkes için bakiye olan gerçek bir sondu
Belki de bırakmalıydı kendisini ve o an her şey bitmeliydi bir anda. Kâbuslar bitmeliydi, vicdan azabı, içini saran korkular ve sevdiği adama kavuşamayacak olmanın verdiği ıstırap, hepsi birkaç saniye içinde sona erebilirdi. Artık acı hissetmiyordu, sadece büyük bir sessizlik ve nedenini anlayamadığı bir sükünet vardı içinde. Ölüm böyle bir şey olmalıydı.
Bir şeyler tersti, sanki her şey olması gerektiği gibiydi ama aynı zamanda hiçbir şey olması gerektiği gibi ilerlemiyordu.
Birçok efsaneler vardır anlatılan. Cadılar, Cinler, iblisler al karısı ve daha yüzlercesi, hemen her köyde her evde benzer hikâyeler anlatılır durur. O hikayelerle hiç karşılaşmadım! Hiç yaşamadım ama bu gece o genç kızın gözlerinde ne gördün diye soracak olursan evlat! Evet, şeytanı gördüm.
Reklam
O da aşkın sınırsızlığına inananlardandı. Eğer dostlukta, paylaşmakta, yardımlaşmakta, bir olmakta sınır yoksa nasıl olurdu aşkta sınır olurdu?
"Direneceğiz" diyordu Ömer. "Gerekirse çekip gideceğiz ve bir gün çocuklarımıza aşkı öğreteceğiz. Aşkın dilinin, dilinin, renginin olmadığını sevmek için engellerin olmadığını öğreteceğiz."
Mezarlık
Burası birçok yasak aşka hem şahitlik etmiş hem de onları kıyamete kadar ayırmıştı. Kim bilit kaç sevdalı vardı onlar gibi olan ve sonunda kavuşamadan birbirinden uzakta yatan... Kaç aşkın arasına girmişti bu lanetli patika...
En sevdiği kişi, ablası yarın evlenecekti ve hep hayalini kurduğu gibi bir yuvası olacaktı ama onlar için bu çok zordu. Belki ne pahasına olursa olsun kaçıp birbirlerinin olacaklar, belki de başka diyarlarda başka bir hayat kuracaklardı ama asla onlar kadar mutlu olamayacaklardı. Çünkü her zaman bir yanları eksik kalacaktı. Ailelerinden, sevdiklerinden ve mutluluklarını buldukları topraklardan hep sürgünde yaşayacaklardı.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.