Necip fazıldan tiyatro ile anlatılan bir tarih okumak, hem de bizim ülkemizden bir ilin tarihini okumak...Bende hep din ile bütünleşmiş olan Necip Fazılı bu sefer karşımda tarih anlatırken bulmak beni biraz şaşırttı açıkçası. Ama bu kadar güzel bir tarihi tiyatro okumak çok büyük zevkti. Kitabı okurken de bitirince de aklımda hep aynı düşünce belirdi neden tiyatrosu hiç oynanmadı. Oysa izlemeyi o kadar çok isterdim ki. Kitabın içeriğine geri dönersek kars hakkında hiç bir şey bilmediğim ortaya çıkar zira gerçekten kars'ın kapı anlamında olduğunu dahi bu kitaptan öğrendim. 150 yıldır işgale uğrayan yakılıp yıkılan kars sadece o zamanlar o kanlı yıllarda degeri anlaşılmış olan kars. Sonrasında ise hep unutulmuş bir kenara itilmiş. Padişahlardan tut da günümüze kadar kimse hakettiği degeri vermemiş. O yüzden cok şaşırttı beni bu kadar uzun bir tarihi olmasını elbette beklemiyordum. Kars'ı bu kitaptan sonra o kadar sevdim, O kadar benimsedim ki ilk işim gidip orayı ziyaret etmek olacak. Adının anlamındaki kapında durup teşekkür etmek isterim. Ebul Hasan-ı Harkani'ye gelip bir dua okumak dileğim. Sen ki o kadar acına, direnmene rağmen hak ettiğin degeri görmüyorsun. Tarih senin için hep aynı şeyleri yapmış. Seni yıkmış, bozguna uğratmış sonradan yüzüne gülmüş ama o anda da herkes ne çektiğini unutmuş. Sanki olanları yok saymış. Sen ona rağmen hep bir gün görürler umuduyla ayakta dimdik durmuşsun ya işte ben seni gördüm. O yüzden bekle beni Kars, ben gelip o tarih kokan minarelerine, evlerine , sokaklarına bakıcam, topraklarına dokunup tesekkurlerimi sunucam....