Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kültürlerin Yorumlanması

Clifford Geertz

Kültürlerin Yorumlanması Gönderileri

Kültürlerin Yorumlanması kitaplarını, Kültürlerin Yorumlanması sözleri ve alıntılarını, Kültürlerin Yorumlanması yazarlarını, Kültürlerin Yorumlanması yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“İnsan, kendine yüklediği önem ağı içinde mahsur kalmış bir hayvandır.”
Reklam
Herkesin bildiği ama hiç kimsenin nasıl açıklayacağını bilmediği şeylerden biri, bir ülkenin siyasetinin o ülkenin kültür yapısını yansıttığıdır. Bir bakıma, bu önerme kuşku duyulmaz niteliktedir - Fransa siyaseti Fransa dışında başka nerede var olabilir? Ancak, bunu yalnızca ifade etmek de kuşkuları beraberinde getirir.
1953 yılında Sultan V. Muhammed’in Fransızlar tarafından sürgüne gönderilişi ve 1955’te bir ulusal kahraman olarak geri dönüşü, ibreyi Sultanın Makhzen’inin siyasal ve kültürel açıdan canlandırılışı lehine çevirdi ve bağımsızlığın kazanılmasından sonra da belki de açık biçimde “modernize edici otokrasi”olarak betimlenen bir yeni devlet rejiminin başlangıcını sağladı. Fransız ve İspanyolların gitmesiyle birlikte, Rabat Sultanlığı bir kez daha dizgenin merkezi halini aldı.
Dinsel bağnazlık ve ulusçu nefret (bazen bu ikisinin bileşimi), muhtemelen, tarihte insanlığa başka herhangi iki güçten çok daha fazla zarar verdi ve hiç kuşkusuz gelecekte çok daha fazlasını verecek.
Toplumsal değişimin şekillenmesini sağlayan “ anlam kalıpları” bu değişimin kendisinin süreçlerinden doğar ve uygun ideolojiler biçiminde kristalleştikten ya da popüler tutumlara yerleştikten sonra da, kaçınılmaz olarak sınırlı bir düzeyde, bunu yönlendirmeye hizmet eder.
Reklam
Hiçbir toplumsal düzenleme kaçınılmaz bir biçimde karşı karşıya kaldığı işlevsel sorunlarla başa çıkma konusunda tamamen başarılı olamaz. Hepsi de çözülemez karşıtlıklarla yüklüdür: özgürlük ve siyasal düzen arasında, istikrar ve değişiklik arasında, verimlilik ve insanlık arasında, kesinlik ve esneklik arasında vb.
Günümüzde ideolojinin toplumsal belirleyicilerinin incelenmesinde iki temel yaklaşım bulunmaktadır: çıkar kuramı ve gerilim kuramı. Birincisi açısından, ideoloji bir maske ve bir silahtır; İkincisi açısından, bir belirti ve bir çaredir. Çıkar kuramında, ideolojik bildirmeler evrensel bir avantaj sağlama mücadelesi bağlamında değerlendirilirler; gerilim kuramında ise sosyopsikolojik dengesizliği düzeltmeye yönelik kronik bir çaba bağlamında. Birinde, insanlar erk peşindedir; diğerinde, endişeden uzak dururlar.
"İdeoloji” teriminin kendisinin tamamen ideolojikleştirilmiş olması, modern entelektüel tarihin küçük alaysılamalarından biri.
kutsal simgeler yalnızca pozitif değerleri değil, negatif değerleri de dramatize eder. Yalnızca iyinin varlığına değil, kötünün varlığına ve bunlar arasındaki çatışmaya da işaret eder.
Reklam
Asla yalnızca metafizikten oluşmayan din, asla yalnızca törel de değildir. Ahlaksal diriliğinin kaynağının, gerçekliğin temel doğasını ifade etmekte kullandığı sadakatte yattığı düşünülür. Büyük bir zorlayıcı güç taşıyan “olmalı”nın gerçekçi nitelik taşıyan “olur”dan kaynaklandığı hissedilir; bu yolla, din, insan eyleminin en özgül gereksinimlerini insan varlığının en genel bağlamlarıyla ilişkilendirir.
Din asla yalnızca metafizik değildir. Bütün halklar açısından, tapınmanın biçimleri, araçları ve nesneleri derin bir ahlaksal ciddiyet havası içinde etrafa yayılır. Kutsal olan, içinde özünlü bir yükümlülük duygusunu barındırır: sadakati yalnızca yüreklendirmekle kalmaz, onu talep eder; entelektüel onayı yalnızca kazandırmakla kalmaz, duygusal bağlılığı zorunlu kılar.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.