Dergâh Dergisi’nin ilk sayısından...
“Ezan-ı Muhammedî okundukta İsrafil Aleyhisselam Sur’a üfüreyor deyü ve abdestle kalkarken kabrimden kalkıyorum deyü, camiye giderken mahşer yerine gidiyorum deyü, müezzin ikamet edip cemaat saf saf olurken bu insan mahşer yerinde yüz yirmi saf olup seksen safı bizim Peygamberimizin ve kırk safı sâir peygamberlerin ümmetleri olsa gerektür deyü, imama uyduktan sonra imam Fatiha-yı Şerife’yi okurken sağımda Cennet, solumda Cehennem, ensemde Azrail, karşımda Beytullah, önümde Kabir, ayağım altında Sırat, acaba benim sualim âsân olur mu, ettiğim ibadet ahirette başıma tac ve yanıma yoldaş ve kabrimde çerağ olur mu, yoksa kabul olmayıp eski bez gibi yüzüme vurulur mu deyü tefekkür etmek gerek.”
Mızraklı İlmihâl