"Sakın bu dünya, göze görünür ve görünmez her şeyiyle doğacak bir çocuğu kandırmak için, bütün insanların birlik olup uydurduğu bir yalan olmasın? Ve o çocuk ben olmayaym."
"...ruhumda beşeri kanunların tezgâhı o türlü devrildi ki, bu devrilişin altından yalnız mutlak hakikat doğrulabilirdi. Her şeyi o türlü kaybettim ki, Allah'ı kazandım." diyor
Necip Fazıl Kısakürek
O'nu kazanmak veya kaybetmek…Ne büyük lüks aslında insan için. Bu dünyaya doğan kaçıncı insan olduğumuzu bilmesek de onca zayıflığımıza,acizliğimize rağmen, kadın da olsak erkek de olsak zengin de olsak fakir de olsak köylü de olsak şehirli de olsak… insanın tercihine bırakılmış bu dünya hayatını O'nun ile yaşayıp yaşamayacağı. İnsan ne kadar fakir olursa olsun, ne kadar sağlıksız olursa olsun, ne kadar müflis olursa olsun O'nu kazanabilecek güce her daim sahipse, kalbinden aldığı güçle imana giden yolu yürüyebilecekse dili; yaşadığı hayatın çekirdeğinden O'ndan hiç ayrılmayacağı bir ahiret fışkırıyorsa sınırlı bir ömür içinde neyi kaybetmiş olabilir ki?
Asırlar,gelip geçen kavimler gösterdi ki dünya ne kazanılacak ne de kaybedilecek bir yer. Öyle ki ne kadar yaşarsak yaşayalım gençliğimiz, güzelliğimiz, zenginliğimiz,iktidarımız "ölüm" karşısında hiçliğe boğuluyor. Ruh O'nsuz nefes alamıyor.
Kazanmak ya da kaybetmek! Aslında göremediğimiz mesele bu…
22.10.2022
Öfkeden başka hiçbir davranışı kabul etmiyorum. Benim kalbim kırılmak içindir; başkalarının kalbiyse okşanmak için... Asıl ben, kalp kırmamaya bakayım.
"Garibiz; her yerde, her şeyin içinde ve herkesin ortasında garibiz.. Vatanımız burası sanmayın! Ve bu gurbet Allâh hasretinden başka hiçbir şey değil. Her şeye ve herkese uzaklığın da aks-i dâvası o, Allâh. Yakın olan o, ama biz farkında değiliz."
Necip Fazıl ilk şiirlerinden şöyle bahsediyor:
Güya tasavvufi bir hava tütüyor ilk şiirlerimden. Çilesini çekmeye henüz 12-13 yıl uzak olduğum dâvanın, bütün inceliklere uzak, fantazi plânında bir heveskârıyım. <Ben>i büsbütün ezmek ve süründürmek yerine tahta oturduğun farkında değilim.