Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Doğa Tarihi Üzerine Düşünceler

Pandanın Başparmağı

Stephen Jay Gould

Pandanın Başparmağı Gönderileri

Pandanın Başparmağı kitaplarını, Pandanın Başparmağı sözleri ve alıntılarını, Pandanın Başparmağı yazarlarını, Pandanın Başparmağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Okuduğuma memnunum... 1.
Doğanın Keşfi
Doğanın Keşfi
- Andrea Wulf 2.
Peynir ve Kurtlar
Peynir ve Kurtlar
- Carlo Ginzburg 3.
Kader, Şans ve Evrimin Geleceği
Kader, Şans ve Evrimin Geleceği
- Jonathan Losos 4.
Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni
Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni
- Muazzez İlmiye Çığ 5.
İçimizdeki Maymun
İçimizdeki Maymun
- Frans de Waal 6.
Güvenen Beyin
Güvenen Beyin
- Patricia S. Churchland 7.
Kötülüğün Psikolojisi
Kötülüğün Psikolojisi
- Scott Peck 8.
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
- Gary Small 9.
Tongue Fu
Tongue Fu
- Sam Horn 10.
Logicomix
Logicomix
- Apostolos Doxiadis (Modern felsefe ve dil teoremini, B.
Düzenin kahramanı gerçekten de zamandır. Söz konusu zaman iki milyar yıl mertebesindedir. Bunca zaman bulununca, "olanaksız olan" olanaklı olur; olanaklı beklenir olur; olanaklı nerdeyse kesin olur. Yalnızca beklemek yeterlidir; zamanın kendisi harikalar yaratır.
Reklam
Dünyamızda incelik ve zenginlik çok sık yozlaşmaya uğrar.
Gerçekten açıklamak durumunda kaldığımızda bizi en çok zorlayanlar çoğunlukla bildiğimizi sandığımız şeylerdir.
392 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Ernst Mayr’dan “Evrim Nedir”, Neil Shubin’den “İçimizdeki Balık”, Richard Dawkins’den “Gen Bencildir” gibi kült evrim eserlerini duyduysanız, Jay Gould’un “Pandanın Başparmağı”nı da duymuşsunuzdur. Kitabın ismi, başparmağın memelilerin gelişmiş beyninin evrim sürecindeki önemini belirtiyor. Tırnaklarının arasında kalan bambu artıklarını işaret ve
Pandanın Başparmağı
Pandanın BaşparmağıStephen Jay Gould · Versus · 201039 okunma
Amma algılama özürlü bir topluluğuz. Görmediğimiz (işitmediğimiz, koklamadığımız, dokunmadığımız, tatmadığımız) bunca çok sayıda, büyüleyici ve gerçek şeyle çevriliyken doğada; yine de, olağanüstü güç iddialarıyla öylesine aldatılmış, başımız dönmüş durumdayız ki, sıradan sihirbaz numaralarıyla, insanın bilgi sınırlarının ötesindeki bir ruh dünyasına göz attığımızı sanmak yanılgısına düşüyoruz. Paranormal bir fantezi olabilir; şarlatanlar için bir cennet olduğuna hiç kuşku yok. Ama "insanötesi" algı güçleri dörtbir yanımızda, kuşlarda, arılarda ve bakterilerde var. Ve doğrudan algılayamadıklarımızı, bilimin araçlarını kullanarak algılayabilir ve anlayabiliriz.
Reklam
Metabolik Saatler ve Yaşamı Algılayış
"Diyelim ki, bir nisan günü, bir gün sürecek yaşamında bir su birikintisinin üstünde havada aslı durmakta olan bir su sineği altındaki sularda kurbağa iribaşlarını gözleme olanağı buldu. İleri yaşa ulaştığı öğle sonrasında, yavrularda bunca uzun zamandan beri hiç değişme görmeyince, bu yaratıkların dıştaki solungaçlarının niteliğini yitireceğini ve onların görevini içte ciğerlerin üstleneceğini, ayakları gelişirken kuyruğunun yok olacağını ve hayvanın karada yaşar bir kimse olacağını düşünemez." İnsan bilinci, yerbilim saatinde gece yarısına bir kala doğdu. Yine de, mayıs sineği olarak bizler kadim bir dünyayı, belki de uzun tarihi içinde gömülü iletilerden habersiz, kendi amaçlarımıza uydurmaya uğraşıyoruz. Umalım ki, hâlâ, kendi nisan günümüzün ilk saatlerindeyizdir.
Hangi gövde büyüklüğünde olursa olsun, memelilerde soluk alma süresinin kalp atış süresine oranı 4'dür. Başka türlü söylemek gerekirse, büyüklüğü ne olursa olsun memeliler, her dört kalp atışı için bir kez soluk alıp verirler. Küçük memeliler daha hızlı soluk alıp verir ve kalpleri daha hızlı atar fakat gerek soluk alıp verme, gerekse kalp atışları memeliler büyüdükçe aynı görece oranda yavaşlamaktadır.
Eğer uzak geçmişte kalmış bir büyükbabanın büyükbabasının izlerini küçük bir deniz aşırı köyde ortaya çıkarmak bize görevini yapmışlık duygusu veriyorsa; daha gerilerde Afrika maymununa, bir sürüngene, bir balığa, omurgalıların atasına, tek hücreli ataya ve hatta yaşamın kendisinin kökenine inmek gerçekten nefes kesici olabilir.
Bilimin çoğunlukla benimsediği ama uymadığı bu söz şöyle: Nullius addictus jurare in verba magistri, "Hiçbir ustanın sözlerine bağlılık andı içmek zorunda değilim."
Reklam
Harari Gibi Yanlış Çıkarımcılara...
Broca'nın kılı kırk yaran yöntemlerine en büyük saygıyı besliyorum. Güvenilir sayılardır verdikleri. Fakat bilim bir sonuç çıkarma alıştırmasıdır; bir doğru sayılar kataloğu değil. Sayılar, tek başına hiçbir şey göstermezler. Her şey onları nasıl kullandığınıza bağlıdır.
İnsanın Her Şeye Anlam Verme Arzusu
Lamarckçı Paul Kammerer, ödül kazanan örneğinin çini mürekkebi şırınga edilerek üzerinde oynandığı keşfedilince, 1926 yılında kendi canına kıymıştı. Koestler, acımasız ve fiziksel kuvvetlere bağlı bulduğu Darwinciliğin çoğunlukla ve resmen onaylanmışlığını delmek amacıyla en azından bir "mini-Lamarckçılık" kurmayı ummaktaydı. [[Kitapdışı not: Darwin canlılar arasında olanları doğanın kendi bilinçsiz değişim gücüne bırakırken; ona çaresizce kendi mantığını uydurmaya, algılarının yettiği kadarıyla açıklamaya çalışanlar, ya delirdiler, yahut öldüler.]]
Marx bir Marksist olduğunu yadsımak zorunluluğunu duymuştu. Einstein'sa, "her şeyin görece" olduğunu söylediği biçimindeki ağır bir yanlış anlamayla mücadele etmiştir. Darwin hiçbir zaman taşımadığı aşırı bir görüşün, Darwinizmin, adına yapıştığını görecek denli yaşadı.
Dawkins genlere ne denli güç atfetmek isterse istesin, bir şey var ki, onlara veremez- doğal seçilimce doğrudan görülmelerini sağlayamaz. Kısacası, seçilim genleri göremez ve aralarında doğrudan seçme yapamaz. Bedeni aracı olarak kullanmak zorundadır.
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.