Şimdi biraz konuşacağım bu kitap hakkında. Yazarın daha önceki serisini okuyup bu kitaba geçmek level atmanın ötesinde bir şey oldu benim için. Zira yazarın anlatım şekli ve olaylara bakış açısı tamamen değişmiş. Önce bu kitabı okuyan diğer seri için bunu Elif Öner yazmış demez. Bu kitabı Türk klasikleri üstadlarindan ders almış günümüz yazarı yazmış der. Hayır, kesinlikle abartmıyorum. Malum ben çoğu okur gibi bakmıyorum okuduklarıma.
Çünkü yazar dediğin, yenilikçi ve değişken olmalıdır. En önemlisi basma kalıp gibi türevlerini kopyalamaktan ziyade kendine has tarzı ve bir imzası olmalıdır. Eğer sadece bir kitap bastım havası içindeyse dönemlik hikaye yazabilir. Ama Türk Edebiyatina gerçekten gönül verdiyse, riskleri göze alacak, hem çağa ayak uyduracak hem de edebi yönünü gosterecektir. İşte bu kitapta onu yapmış. İnsanlar benim gördüklerimi görmek zorunda değil, biliyorum. Lakin sağda solda verilen oyları görünce çok üzüldüm. Lütfen bu hikaye bir genç kurgu romantizmi ya da alelade bir romantik hikaye değildir.
Hikaye erkek karakterin ağzından bir hikaye anlaticisi ve ilahi bakış birleşimiyle anlatılmış. Keza alışık olmadığım için bocaladım başta. Sonra alıştım ve sevdim. Kadın bakışıyla anlatırken daha farklıdır. Yazarın cinsiyeti göze alındığında, anlatıcının erkek olması zorlayıcı olabilir. Hatta başarısız. Ama bunu gerçekten iyi başarmış, o duygu geçişleri ve ifadeler, beni ikna etti.
#pom ! Şiirsel bir anlatıma sahip çok hoş bir #romantikkitap efenim klasik severlerin özellikle çok begenecegini düşünüyorum dehşet ve ibretle