Yazarın özgün bir dili var. Hep kendi içiyle konuşuyor karakterler. Sesleri pek duyulmuyor. Yürek burkan hikayeler, isyan ettirecek haksızlıklar, cehalet, toplumsal baskı, kayıplar, yitip gidenler, haber alınamayanlar, bazen de umut var öykülerde.
Yazarın diline alışana kadar biraz sabır gerekiyor. Sonrası hızla akıp gidiyor. En sevdiğim öykü “iyi hava kümülüsleri”, en çok duygulandıran ise “tek kare”. Sevdim ben.