Son İbni Sirac’ın Maceraları

François-René de Chateaubriand
İnsanın huzurunu kaybetmesi ne kolay şeydir! Artık İbni Hamit'in gönlünde vatan sevgisinden başka bir şey de vardı. Gırnata onun için ıssız, terk edilmiş, gözü yaşlı, bomboş bir şehir değildir. Orasını her zamanki gibi seviyor ama harabeleri yeni bir füsunla güzelleşmiştir. Şimdi atalarının hatırasına başka bir cazibe katılmıştır. İbni Hamit içinde atalarının yattığı, İbni Siracların mezarını bulmuştu. Fakat dua edip secdeye kapandığı zaman, ataları için gözyaşı dökerken İspanyol kızının arasıra bu mezarlardan geçtiğini düşünüyor ve yatan atalarını daha az bedbaht buluyordu.
64 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1946
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

64 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
Merhaba 1K okurları! Hristiyan kadınla, müslüman erkeğin aşkı.. Dinine, atalarına sadık kalan iki aşık. Aşklarından daha üstün tuttukları atalarının onuru var. İkisinin de tek şartı "dinini
Son İbni Sirac’ın Maceraları
Son İbni Sirac’ın MaceralarıFrançois-René de Chateaubriand · MEB · 0284 okunma
Aşk ve Vatan Sevgisine Din Ekseninde Bir Bakış: Son İbni Sirac'ın Maceraları
71 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 saatte okudu
Fransız Edebiyatının en önemli şair ve yazarlarından biri olarak kabul edilen
François-René de Chateaubriand
François-René de Chateaubriand
, Napolyon dönemi Fransa'sının ünlü politik simalarından biridir aynı zamanda. Hristiyanlık üzerine yazdığı
Son İbni Sirac'ın Maceraları
Son İbni Sirac'ın MaceralarıFrançois-René de Chateaubriand · Mevsimler Kitap · 2019284 okunma
63 syf.
·
Puan vermedi
" Sen beni öldürebilirdin, dedi İbn Sirac, ama ben seni hiçbir şekilde yaralamayı bile kesinlikle düşünmedim." Son Granada Hükümdarı Abdullah, ülkesini Ferdinand ve İsabella' ya bırakıp giderken güzel ülkesine son defa bakıp ağlamaya başladı. Annesi Ayşe Sultan dönüp şöyle dedi: " Erkek gibi savunmasını bilmediğin memleket için şimdi bir kadın gibi ağla! " Aradan geçen uzun yıllardan sonra son İbn Sirac ata topraklarını görmek için gizlice kaldıkları yerden ayrılıp Granada' ya kılık değiştirerek gelir ancak planlarını altüst eden Blanca ile tanışır. İki gencin tutkulu aşkı, gerçeklerin ortaya çıkması ancak her şeyin din ile çatışması bizlere bu güzel kitabı okumak için neden veriyor. Tarihi kurguları seviyorsanız bu kısacık kitaba bakabilirsiniz. Elhamra'dan Kartaca' ya kadar harika resimli tasvirler kitaba ayrı tat katmıştı, söylemeden geçemem
Son İbn Sirac'ın Başından Geçenler
Son İbn Sirac'ın Başından GeçenlerFrançois-René de Chateaubriand · Ketebe Yayınları · 2018284 okunma
78 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Chateaubriand, Fransız romantizminin babası kabul edilir. Doğayı betimleme ve duyguları anlatma şekli hem Fransa'da hem de Fransa dışında neslinin romantik yazarlarına örnek olmasına sebep oldu. Örneğin, Lord Byron René'den çok etkilenmişti. Genç Victor Hugo ise bir deftere "Chateaubriand Olmak ve Olmamak" isimli bir yazı yazmıştı. Düşmanları dahi yazarın etkisini reddedemedi. Politik sebeplerden ötürü yazardan hoşlanmayan Stendhal bile De l'amour isimli kitabında Chateaubriand'ın psikolojik analizlerini kullanmış. Chateaubriand politik ve edebi kariyeri bir arada yürüten ilk Fransızdı ve kendisinden sonra gelen Lamartine, Victor Hugo, André Malraux gibi isimlere örnek oldu. Politik düşünceleri ve eylemleri pek çok çelişkiler içerir. Bu kitap 1826 yılında yazılmış ve kıtaptaki olaylar Gırnatada geçer ve karakterler de Katolik İspanyol ve Müslüman Magripli iki ailedir. 1492 de Hırıstıyanlara teslım edılen son kale Gırnataya bakan emir Abdullahın o meşhur hikayesi ile baslayan kitap oldukça hoştu. Kısacık ama çok anlamlı bir yurdundan uzak kalış ve aşk öyküsü.
Son İbni Sirac'ın Serüvenleri
Son İbni Sirac'ın SerüvenleriFrançois-René de Chateaubriand · Cumhuriyet Kitapları · 2000284 okunma
Son İbn Sirac'ın Başından Geçenler
64 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabalar :) Bugün, Fransız romantizminin babası olarak kabul edilen François-René de Chateaubriand'ın "Son İbn Sirac'ın Başından Geçenler/Granada'da Bir Aşk Hikayesi" adlı
Son İbn Sirac'ın Başından Geçenler
Son İbn Sirac'ın Başından GeçenlerFrançois-René de Chateaubriand · Ketebe Yayınları · 2018284 okunma
78 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Chateaubriand, Fransız yazar, diplomat ve politikacı. Aynı zamanda Fransız edebiyatında romantizmin kurucusu kabul ediliyor. Döneminde genç okuyucuları oldukça etkilemiş. Fransız Devrimi başladığında süvari subayıymış, kralcılara katılmayı reddedip ABD’ye gitmiş. Ancak burada kürk tüccarları ve yerli halkla biraz zaman geçirdikten sonra ülkesine dönmüş ve kralcı orduya katılmış. Sonrasında yaralanıp terhis edilmiş ve İngiltere’ye gitmiş. Böylece çeviriler yapmaya, kitap yazmaya başlamış. Dini savunan eserler yazmış. Düz yazı şiir yazmada oldukça başarılı olan yazar aynı zamanda siyasetle edebiyatı bir arada yürüten ilk Fransız. Bu özelliğiyle Hugo ve Lamartine gibi isimlere örnek olmuş. Kitabımızın konusuna gelecek olursak, Granada şehrinde geçen bir imkansız aşk hikayesi de diyebiliriz. Granada şehri, İspanya toprakları içerisinde ve ana karakter İbn Hamit mağripli bir müslüman olarak İspanya’da atalarının terk ettiği toprakları görmek ister. Granada’ya gelince Blanca isimli bir kıza aşık olur, Blanca da ona. İkisinin arasındaki engel farklı inanışları. Yazar, İbn Hamit ve Blanca üzerinden gerek din farklılığının kişiler üzerindeki etkisini irdelerken gerekse şeref, onur, vatan sevgisi ve özlemi, milliyetçilik gibi konular üzerinde duruyor. Kişilerin inanışlarına sadakatleri de çok güzel anlatılmış. Oldukça kısa, akıcı, sade diyaloglu, güzel bir eski zaman hikayesi tadında, maalesef ülkemizde pek okunmayan kitaplardan birisi.
Son İbni Sirac'ın Serüvenleri
Son İbni Sirac'ın SerüvenleriFrançois-René de Chateaubriand · Cumhuriyet Kitapları · 2000284 okunma
72 syf.
7/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Endülüs çok acı yüklü bir yıkıma uğramış.Bunu bir aşk üzerinden anlatan kısa bir öykü.Okurken aklıma "Struma"geldi.İnsanların vatanlarından ayrılmak zorunda kalmadığı bir dünya dileğiyle..
Son İbni Sirac'ın Maceraları
Son İbni Sirac'ın MaceralarıFrançois-René de Chateaubriand · Mevsimler Kitap · 2019284 okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Napolyon Devri Fransası'nın en ünlü şair ve yazarı olan Chateaubriand ile tanışma kitabım oldu. Yazar tanıdığımız bir çok ünlü yazara ilham kaynağı olmuş ve politik ve edebi kariyerini bir arada yürüten ilk Fransız olma özelliğini taşıyormuş. Kitap tarihi ve aşkı harika fotoğraflarla çok güzel harmanlanmış. Meşhur Endülüs'ün yönetim dönemleriyle başlıyor. Gırnata Emirliği'nin son hükümdarı Abdullah atalarının yurdundan sürülür. 20 yıl sonra kalan son İbni Sirac olan İbni Hamit intikam için ata yurduna döner. Orada İspanyol güzel Blanca'yı görür. İkisi sevdalanır. Onların kavuşması zordur. Çünkü dinlerine bağlıdırlar. Sonra bilmedikleri gerçeklerle yüzleşirler. Bir çırpıda okunacak güzel bir kitaptı. Tarih okumayı seviyorsanız şans verin.
Son İbni Sirac'ın Maceraları
Son İbni Sirac'ın MaceralarıFrançois-René de Chateaubriand · Mevsimler Kitap · 2019284 okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
Aşk ve gurur, iki aşık tek sorun ise günümüzdeki aşıklar gibi para, meslek, yaş yada görünüş değil DİN, insan sevdiği için dininden vaz geçer mi yada kan davasından, atalarına olan borcunu Aşk ile ödeye bilirmi, bir Kadın bir erkekten kaçıp başka bir erkeğe sığınmalımıdır.
Son İbni Sirac'ın Maceraları
Son İbni Sirac'ın MaceralarıFrançois-René de Chateaubriand · Mevsimler Kitap · 2019284 okunma
64 syf.
6/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Çok kült bir kitap olsa da din üzerinden aşkı anlatan kitaplar özellikle de milliyetçilik akımının etkisiyle bu denli sembolik yazılınca pek ilgimi çekmiyor.
Son İbn Sirac'ın Başından Geçenler
Son İbn Sirac'ın Başından GeçenlerFrançois-René de Chateaubriand · Ketebe Yayınları · 2018284 okunma

Yazar Hakkında

François-René de Chateaubriand
François-René de ChateaubriandYazar · 6 kitap
François-René de Chateaubriand (d. 4 Eylül 1768 – ö. 4 Temmuz 1848), Fransız yazar, politikacı ve diplomat. Fransız edebiyatı'nda Romantizm'in kurucusu kabul edilir. Saint-Malo'da, on çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya gelen Chateaubriand ailesinin Combourg, Brittany'deki şatosunda büyüdü. Babası René de Chateaubriand (1718-86), eski bir gemi kaptanı, gemi sahibi ve esir taciriydi. Annesinin kızlık soyadı Apolline de Bedée idi. Chateaubriand'ın babası asık suratlı, ketum bir adamdı. Chateaubriand kasvetli bir atmosferde büyüdü. Tek arkadaşı kız kardeşi Lucile idi ve yaptığı tek etkinlik Breton'a uzun yürüyüşlerdi. Chateaubriand, Dol, Rennes and Dinan'da eğitimine devam etti. Bir süre deniz subayı mı yoksa bir papaz mı olacağına karar veremedi. Fakat on yedi yaşına geldiğinde askeri kariyeri tercih etti v Fransız ordusuna teğmen olarak girdi. İki sene sonra yüzbaşılığa kadar yükseldi. 1788'de Paris'i ziyaret etti ve Jean-François de La Harpe, André Chénier, Louis-Marcelin de Fontanes ve dönemin diğer önemli yazarlarıyla tanıştı. Fransız Devrimi gerçekleştiğinde Chateaubriand olaya sempatik yaklaştı. Fakat Paris'teki olaylar vahşileşince 1791 yılında Kuzey Amerika'ya seyahat etmeye karar verdi. Bu deneyimi onun romanları Les Natchez (1793 ile 1799 arasında yazılmış olmasına rağmen ancak 1826'da yayınlanabildi), Atala (1801) ve René (1802) yazmasına sebep oldu. Amerika'nın güneylerinde, seyrek yerleşimin olduğu doğayı canlı ve büyüleyici anlatımının ve yazış stilinin Fransa'daki romantizm hareketinin ilerlemesine büyük katkıları oldu. Chateaubriand, 1792 yılında Fransa'ya döndü ve Louis Joseph de Bourbon komutasındaki Bourbon Hanedanlığı'nın kraliyet ordusuna girdi. Ailesinin baskısıyla, daha önce tanışmadığı, Saint Malo'dan genç bir aristokrat olan Céleste Buisson de la Vigne ile evlendi. İlerleyen yaşamlarında, Chateaubriand eşine sadık kalmayacak ve pek çok ilişki yaşayacaktı. Çift buna rağmen hiçbir zaman boşanmadılar. Askeri kariyeri, kraliyet orduları ile Fransız Devrimi ordusunun Thionville'deki çatışmasında yaralanınca son buldu. Ağır yaralı bir şekilde Jersey'e taşındı ve karısını geride bırakarak İngiltere'ye sürgüne gitti. Chateaubriand'ın Londra'daki sürgün hayatı sefalet içinde geçti. Yaşayabilmek için Fransızca dersleri verdi ve çeviri yaptı. Fakat, Suffolk'taki günleri daha sakin ve huzurluydu. Genç bir İngiliz kadını olan Charlotte Ives'e aşık oldu ama evli olduğu için ilişkisini bitirmeye zorlandı. Britanya'daki günleri sırasında İngiliz Edebiyatı ile de ilgilendi. Özellikle, John Milton'ın Kayıp Cennet'i üzerinde büyük etki bıraktı. Sürgünü sırasında, pek çok akrabası ve arkadaşının yaşamını kaybettiği Fransız Devrimi'nin sebeplerini sorgulamak için de fırsat buldu. Bu düşüncelerini Essai sur les Révolutions (1797) isimli çalışmasıyla yayınladı. Hayatındaki önemli bir dönüm noktası ise 1798 yılında, katolikliğe dönüşü oldu. Chateaubriand, genel af ilan edilmesiyle birlikte Mayıs 1800 yılında Fransa'ya geri döndü. Mercure de France isimli gazetede editörlük yapmaya başladı. 1802'de yayınladığı Génie du christianisme isimli kitabıyla ün kazandı. Kitap Hıristiyanlık inancına özür niteliğinde yazılmıştı ve devrim sonrası dini duyguların yeniden canlandığı ortamda çok tutulmuştu. Chateaubriand, bu kitapla ayrıca, Katolik kilisesini kendi yanına çekmeye çalışan Napolyon Bonapart'ın da takdirini kazandı. Napolyon'un papaya elçi olarak gönderdiği Kardinal Fesch'in Roma ziyaretinde kardinale eşlik etti. Fakat, Napolyon ve Chateaubriand'ın arası kısa bir süre sonra bozuldu. Yazar, Valais (İsviçre) vekili olarak seçildi. Napolyon, 1804 yılında Louis-Antoine-Henri de Bourbon-Condé'un idam edilmesini emredince görevlerinden istifa etti. Artık edebi dünyada para kazanmak zorundaydı. Epik bir eser olan ve Roma İmparatorluğu dönemindeki ilk hrıstiyanlara edilen eziyetleri anlatacağı Les Martyrs isimli bir düzyazı yazmayı planladı. Kitabı için araştırma yapmak üzere 1806 yılında Yunanistan, Mısır, İspanya, Filistin ve Anadolu'yu ziyaret etti. Notlarını Itinéraire de Paris à Jérusalem isimli kitabında 1811 yılında yayınladı. Gezinin İspanya ayağını ise 1826 yılında Les aventures du dernier Abencérage isimli kitabında anlattı. Fransa'ya döndükten sonra Napolyon'u eleştiren, onu Neron'la karşılaştıran ve yeni bir stratejinin acilen gerekli olduğunu anlatan pek çok yazı yayınladı. Bunun üzerine imparator Paris'ten sürülmesini emretti. Chateaubriand, Paris'in merkezinden 11 km güneydeki La Vallée des Loups'a yerleşti. Burada Les Martyrs'ı bitirdi ve hatıralarını taslak halinde yazmaya başladı.Académie française'e 1811 yılında seçilmesine rağmen restorasyona kadar koltuğuna oturamadı. Bu dönemde edebi arenadak arkadaşları Madame de Staël, Joseph Joubert ve Pierre-Simon Ballanche idi. Birinci İmparatorluk'un sona ermesi ile, Chateaubriand, Bourbon'ları harekete geçirdi. 30 Mart 1814'te Napolyon'a karşı yazdığı De Buonaparte et des Bourbons ismindeki el ilanının binlerce kopyası yayınlandı. Yüz Gün dönemi boyunca XVIII. Louis'le birlikte Gent'te sürgünde kaldı. Daha sonra ise İsveç elçisi olarak atandı. 1804 yılında Louis-Antoine-Henri de Bourbon-Condé'nin infazıyla şok olduğunu açıklayan Chateaubriand, 1815 yılında Michel Ney'in infazı için oy verdi. 1815 yılında devlet bakanı olarak atandı. Fakat, krala yaptığı eleştiriler sebebiyle XVIII. Louis'in güvenini ve pozisyonunu kaybetti. Bunun üzerine, X. Charles'ın saltanatını destekleyen gruba geçti. Chateaubriand, Duc de Berry cinayetinden sonra (1820) tekrar saltanatın tarafını tutmaya başladı ve bu olayla ilgili Mémoires sur la vie et la mort du duc isimli bir yazı yazdı. 1821 yılında Prusya elçisi, 1822'de ise Büyük Britanya elçisi olarak görev yaptı. 1822 - 1824 yıllarında ise Fransa'nın Dış İşleri Bakanı'ydı. Verona Kongresi'nde ülkesi adına başarılı olmasına rağmen görevini aşırı kralcı grubun lideri olan Jean-Baptiste de Villèle'e devretmek zorunda kaldı. Aynı günlerde, liberal kanada yakınlaştı. Villèle karşı gazetelerde yazdığı yazılarla basın özgürlüğünün popüler bir savunucusu oldu. Villèle'nin görevden alınmasıyla X. Charles, yazarı Vatikan elçisi olarak atadı (1828). 1829 yılında, Polignac Prensi'nin başbakanlığa yükselmesi sebebiyle görevinden istifa etti. 1830'daki Temmuz Devrimi'nin ardından Orléans Hanedanı'ndan gelen yeni kral Louis-Philippe'e bağlılık yemini etmemesi Chateaubriand'ın politik kariyerinin sonu oldu. Mémoires d'outre-tombe isimli bir kitap yazdı ve bu kitap ölümünün ardından yayınladı. Temmuz Monarşisi ve "burjuva kralı"nı sert şekilde eleştiren yazılar kaleme aldı. Son yıllarında Paris'teki rue du Bac 120 numaralı binada oturdu. Evini sadece Juliette Récamier'i ziyaret etmek için terk etti. Son çalışması Vie de Rancé 1844 yılında yayınlandı. Bu kitap on yedinci yüzyılda tanınmış bir Fransız aristokrat olan Armand Jean le Bouthillier de Rancé'in biyografisiydi. Aristokratın yaşamıyla Chateaubriand'ınki arasında benzerlikler vardı. Yazar, 1848 Devrimleri sırasında Paris'te öldü ve isteği üzerine Saint-Malo yakınlarındaki bir adaya gömüldü. Chateaubriand, Fransız romantizminin babası kabul edilir. Doğayı betimleme ve duyguları anlatma şekli hem Fransa'da hem de Fransa dışında neslinin romantik yazarlarına örnek olmasına sebep oldu. Örneğin, Lord Byron René'den çok etkilenmişti. Genç Victor Hugo ise bir deftere "Chateaubriand Olmak ve Olmamak" isimli bir yazı yazmıştı. Düşmanları dahi yazarın etkisini reddedemedi. Politik sebeplerden ötürü yazardan hoşlanmayan Stendhal bile De l'amour isimli kitabında Chateaubriand'ın psikolojik analizlerini kullandı. Chateaubriand politik ve edebi kariyeri bir arada yürüten ilk Fransızdı ve kendisinden sonra gelen Lamartine, Victor Hugo, André Malraux gibi isimlere örnek oldu. Politik düşünceleri ve eylemleri pek çok çelişkiler içerir. Eserleri 1797 Essai sur les révolutions 1801 Atala 1802 René 1802 Génie du christianisme 1809 Les Martyrs 1811 Itinéraire de Paris à Jérusalem (Paris İstanbul Kudüs Bir Seyyahın Günlüğü) 1814 On Buonaparte and the Bourbons 1820 Mémoires sur la vie et la mort du duc de Berry 1826 Les Natchez 1826 Les Aventures du dernier Abencérage (Sonuncu İbn-i Serac'ın Maceraları) 1827 Voyage en Amérique 1831 Études historiques 1844 La Vie de Rancé 1848 - 50 Mémoires d'Outre-Tombe (Napoleon Mezar Ötesinden Hatıralar)
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.