"Aşk olmayan evde, giderek azalıp yok olan bir parfüm, buharlaşarak uçup giden su gibi eşyanın ruhu da yok oluyor."
Sevgili kitap; bir gecede seni okudum. Hiç birşey anlamadım. Herhalde artık okuduğumu anlamaz oldum derken kitabı araştırdım. Ertesi gün seni doğru okudum...
Meğer iki farklı kişinin günlüğü imiş... Tarife göre okuyunca çok memnun oldum. Önce de kendimden. Hala okuduğumu anladığıma...
Gelelim Suzan Defter'e; iki aynı tarih, iki farklı insanın yaşadıkları... Bu iki insanın biri erkek biri de kadın olursa bakın neler oluyor hayatta?
İlginç olan ise iki yalnız kişinin hayatı, bir noktada kesişiyor. Aralarında gelişen konuşmalarda ise günlüklerden bize geçenler olmasına rağmen; iki kişinin de günlüklerine farklı yansıtması.
Kitaptan anladığım ise insanların kişilikleri ve psikolojilerinin değiştiği. Kitapta sadece imla olarak iki noktadan sonra bazen büyük harfle, bazen de küçük harfle başlanmasına takıldım.
Hayatımın pek çok döneminde günlük tutan biri olarak sonrasında empati kurdum. Günlüklerimi şimdi okuyunca hissetiğim duyguların pek çoğunu o an ki gibi hissetmediğimi düşünüyorum. Olayları yazarken de anlatırken de farklı yansıttığımı bazen gördüm. Velhasıl kelam; an, zaman, duygular ve insanlar değişir...
Yazarımızla tanışma kitabım olduğu için de ayrıca memnunum. Benim için farklı bir tecrübe oldu. Kitabı çok beğendim. Takdir sizlerin. Keyifli okumalar dilerim.