The Scarlet Letter kitaplarını, The Scarlet Letter sözleri ve alıntılarını, The Scarlet Letter yazarlarını, The Scarlet Letter yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kullanıcı adımdan da anlayacağınız üzere bu kitabın benim için anlamı çok büyük. İleride salim kafayla daha güzel bir inceleme yazarım belki ama şimdilik kısaca bitireceğim.
Göğsünüzün üzerindeki görünmez damgaları bir gören var..
Bir de Hester gibi göğsünde, apaçık şekilde göstere göstere, hedef haline gelmeyi göze alarak, saldırılara karşı tahrik edici ve savunmasız halde ama başı dimdik olmak üzere o damgaları hakkıyla taşıyanlar var..
İnançsız kişiye tüm evren sahte ve boş görünür, uzanıp dokunamadığı şeyleri kavrayamaz; kendisini sahte bir ışık altında gösterdiğinden zamanla bir gölgeye dönüşür ve yok olup gider.
Sayfa 124 - Bilge Kültür Sanat Yayınları, 11, Bir Kalbin AnatomisiKitabı okuyor
... Rahip tüm benliğiyle gerçeğe inanan bir insandı; özünde gerçek bulunmayan her şeyin sadece bir gölge olduğunu ve hiçbir değere sahip olmadığını düşünürdü. Gerçek olan yaşamın içindeki yaşamdı.
Sayfa 122 - Bilge Kültür Sanat Yayınları, 11, Bir Kalbin AnatomisiKitabı okuyor
Ölüyle birlikte gömülmüş değerli mücevherleri bulmak için toprağı kazan bir mezarcı gibiydi, fakat açtığı çukurda çürüyen bir cesetten başka bir şey bulamayacaktı. Ve eğer aradığı o ise kendi ruhunu da ziyan etmiş oluyordu.
Sayfa 111 - Bilge Kültür Sanat Yayınları, 10, Sülük ve HastasıKitabı okuyor
Karşımdaki kişiler aşırı derecede geçimsiz değillerse benim herkese karşı iyi davranmak gibi bir huyum vardır.Her zaman yanımdaki insanın iyi yönlerini,tabii varsa, görür onu öyle bilir,öyle tanırım.
Roman; Nathaniel Hawthorne; Çeviren: Alâattin Bilgi; K Yayınları; 322 Sayfa (8)(26 Mayıs 2008)
Dün akşam ABD'li roman ve kısa hikâye yazarı Nathaniel Hawthorne'a (d.1804 - ö.1864) ait KIZIL HARF başlıklı romanı devrettim. Benim okuduğum kitap K Yayınlarının 1975 yılında basılmış bir nüshasıydı, Alâattin Bilgi çevirmişti Türkçemize,,,
Kızıl Damga #okudumbitti
Tutkulu bir genç kadın, onun korkak aşığı ve intikam ateşiyle yanıp tutuşan ihtiyar kocası… Bunlar 17. yüzyıl Boston'unun katı, geleneklerle örülü dünyasında vuku bulan, tutkuyla geleneklerin çatıştığı bir trajedinin baş kahramanları. Evli bir kadın olan Hester Prynne işlediği zina suçunun cezası olarak, üzerinde
Tekrar söylemeden edemeyeceğim; o günün insanları neşesiz görünüp mutsuz olmanın ilk aşamasındaydılar. Çünkü onlar yaşama sevincini tatmış, eğlenmenin ne olduğunu bilen babaların çocuklarıydılar. Kendilerinden sonra gelen kuşaklara kıyasla -bizimki de bunun içine girer- daha neşeli sayılabilirlerdi. Ülkeye ilk gelen göçmenlerin burada doğan çocukları ve torunları olan bizler, püritenliğin en karamsar ve en sıkıntılı günlerini yaşamış olduğumuzdan aradan uzun yıllar geçtikten sonra bile bir türlü o ağırlıktan kurtulamadık. Unutmuş olduğumuz neşe ve canlılığı yeniden öğrenmemiz gerektiğine inanıyorum.
"Size değil! Eğer ruhum hastaysa kendimi onu kurtaracak olan bir din adamının ellerine teslim ederim. Ancak o isterse iyileştirir ya da öldürür. Mantığı ve adalet duygusu hangisini uygun görürse öyle hareket etsin! Sen kim oluyorsun da ruhla Tanrı arasina girmeye cesaret ediyorsun? Bu konu seni çok açar!"
Göğsüne işlemiş olduğu damga da bu değişiklikten nasibini almışa benziyordu: Insanlar onda öyle büyük bir güç ve öyle büyük bir sevgi ve yetenek görüyorlardı ki kırmızı 'A' harfini ADULTERY yani zina olarak değil de ABLE yani becerikli olarak yorumlamayı tercih etmeye başlamışlardı. Evet, Hester işte böyle güçlü bir insandı!