Çok katı dini ve ahlaki kurallara sahip muhafazakar bir mezhep olan Püriten'liğin , bu taviz vermeyen kurallarının insanlar üzerinde ne kadar trajik etkiler bıraktığını anlatan dramatik bir eser.
Olay, Şimdiki ABD topraklarına İngiliz kolonileri olarak ilk yerleşimlerin yapıldığı 17. yüzyılda New England eyaletinde geçiyor. Yaşlı kocasından iki yıldır ayrı olan çok genç bir kadının, eşinin yokluğu sırasında kimliğini sakladığı birisiyle yaşadığı bir ilişki sonucunda aldığı cezaya odaklanıyor. Kadın işlediği bu günahın cezası olarak ömür boyu göğsünde kızıl bir damgayla yaşayacak ve öldükten sonra da bu damga mezar taşına işlenecektir. İşte okuduğumuz kitap, bu kadının verdiği müthiş ve dramatik hayat mücadelesini anlatıyor.
Yazar burada aslında üstü kapalı olarak, Püriten'liğin bu derece tavizsiz ve aşırı muhafazakar kurallarını eleştiriyor. Düşünün bir kere öyle bir kindar ceza sistemi var ki, insanın bu dünya da ömrü boyunca çektiği ceza yetmiyor, ölümünden sonra da bu cezanın devam etmesi isteniyor ve sağlanıyor.
Kitapta ilk 50 sayfalık kısımda bu öykünün nasıl ortaya çıktığının anlatıldığı ''Gümrük Dairesi'' isimli ilk bölüm var. Bu kısım hariç kitabın tamamı akıcı ve sürükleyici bir şekilde yazılmış. İlk bölüm ise yeteri kadar akıcı olmasa da sıkılmadan okunuyor. Tercüme ise mükemmel ve çok kolay okunacak şekilde yapılmış.
Yazarın okuduğum ilk kitabı olan bu dramatik ve muhteşem eseri, ben beğenerek okudum ve okunmasını da tavsiye ederim.