Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türk Siyasi Tarihi

Fahir Armaoğlu

Sayfa Sayısına Göre Türk Siyasi Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Türk Siyasi Tarihi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Türk Siyasi Tarihi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bilimsel çalışmalarda hislerin hakim olduğu konuları, bilimin tarafsız mantığının süzgecinden geçirmek gerekir. Ancak bu oldukça zordur. Hisleri mantıkla aştığınızda ise, her iki taraftan da yakınmalar ve eleştiriler başlar."
Sayfa 7
Tarih yazmak, yapmak kadar mühimdir.Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir mahiyet alır.
Reklam
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. (Atatürk)
Sayfa 8
Tarih yazmak yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir mahiyet alır
Nedir sizce mesele?
....Bu sırada İzmir'de bulunan Atatürk, Başbakan Rauf Bey'e 28 Ocak günü gönderdiği telgrafta, İngiliz ve Fransızların barış yapmak istemediklerini, sorunları çözümsüz bırakarak o günkü ''fiili'' durumu devam ettirmek istediklerini belirterek şöyle diyordu ''...vaziyyet-i hazıranın muhafazasını ve zaman ile vaz'iyyet-i hazıraya istinasımızı (alışmamızı) te'min etmek olduğu anlaşılıyor. Mes'ele yalnız Musul Hududunun tesbitinde hususi bir prensip kabul etmekten ibaret bulunsaydı... derdim ki, mütevazi olalım.''
Osmanlı'nın balkanlara hakim olması askerle değil, adaletle olmuştur.
Sayfa 13 - Kronik
Reklam
Tarihçi Gibbons şöyle der: I. Murad'dan Fatih Sultan Mehmed'e kadar geçen bir yüzyıl içinde Osmanlılar, Yunan ve Roma'dan beri dünyanın tanıdığı en kozmopolit ırk oldular; Türk, Rum, Sırp, Bulgar, Arnavut, Ermeni, Eflâklı, Macar, Alman, İtalyan, Rus, Tatar, Moğol, Çerkez, Gürcü, Acem, Suriyeli ve Arap. Osmanlı toplumunun bu çeşitliliğine günümüzde tek örnek Amerika ve Kanada'dır.
Osmanlı'nın "Devlet" Geleneği
"Osmanlılar, 1359'da Gelibolu'da Avrupa'ya ayak bastıklarında ne bir aşirettir ve ne de bir çapulcu topluluğudur."
Osmanlı Türklerinin, Anadolu Selçuklu Devletinden edindikleri bir diğer tecrübe ve yönetim geleneği de Müslüman olmayan kitlelere karşı hoşgörü ile davranması idi.
Sayfa 14
Osmanlılar, 1359’da Gelibolu’da Avrupa’ya ayak bastıklarında ne bir aşiret ve ne de bir çapulcu topluluğudur. Osmanlılar, Anadolu Selçuklu Devletinin bir uç beyliği olarak varlıklarını sürdürürken hem askeri ve hem de siyasi bir örgütlenmeye sahip oldukları kadar, Anadolu Selçuklu Devletinin bütün devlet geleneklerine sahip bulunmaktaydılar.
Sayfa 14
Reklam
Anadolu Selçuklu Devleti'nin bütün devlet geleneklerine sahip bulunmaktaydılar. Başka bir deyişle, Osmanlılarda bir devlet kavramı vardır. Her ne kadar bu kavram, Osmanlı'nın esas itibariyle askeri gücüne ve askeri örgütlenmesine dayanmakta idiyse de siyasal ve idari örgütlenme olmaksızın bir askeri gücün yaratılamayacağı da açıktır.
Sayfa 14 - KronikKitabı okuyor
Diğer taraftan, Osmanlı'nın Balkanlar'a getirdiği devlet kavramının başlıca unsurları şunlar olmuştur: Disiplin ve buna bağlı olarak asayiş, can ve mal güvenliği, başta vergi adaleti olmak üzere adalet kavramının yerleştirilmesi..
Sayfa 15 - Kronik
Osmanlılar Balkanlar’a ayak bastıklarında, bu topraklarda durum tamamen çürümüş olarak nitelendirilebilir. Bu durumun iki temel unsuru vardır: Biri feodalite, diğeri de din kavgaları.
Sayfa 15
"Osmanlı'nın Balkanlar'a getirdiği devlet kavramının unsurları şunlar olmuştur: Disiplin ve buna bağlı olarak asayiş, can ve mal güvenliği, başta vergi adaleti olmak üzere adalet kavramının yerleştirilmesi."
Sayfa 15 - Kronik KitapKitabı okudu
Osmanlı’nın Balkanlar’a getirdiği devlet kavramanın başlıca unsurları şunlar olmuştur: Disiplin ve buna bağlı olarak asayiş, can ve mal güvenliği, başta vergi adaleti olmak üzere adalet kavramının yerleştirilmesi.
Sayfa 15
465 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.