Agatha Christie romanları benim yoğun okumalar yaptığım ya da okuma hızımı yavaşladığını düşündüğüm zamanlarda aralara alarak okumayı tercih ettiğim türlerden biri. Heyecanı diri tutması, zihnimi canlandırması ve merak uyandırıcı olmasıyla da, okuma şevkimi arttırarak olası bir "okuyamama" durumundan da beni kurtarıyor. Bu romanında da yazar okuyucularını yine şaşırtmayarak onlar için oldukça tatmin edici bir son ile kitabını noktalıyor.
Ünlü bir tiyatro oyuncusunun evindeki akşam yemeğine on üç konuk davetlidir. Ne yazık ki konuklar arasında bulunan yumuşak huylu rahibin, yudum yudum içtiği içki ölmesine neden olur. Ve tahlile gönderilen kadehte de zehir izine rastlanmamaktadır. Ve Hercule Poirot oldukça kafa karıştırıcı ve nedensiz bir cinayet ile karşı karşıya kalmıştır.
Agatha Christie oldukça basit sebeplere dayandırarak delil oluşturmakta ancak bunu okuyucusuna çetrefilli ve farklı seçeneklerde sunarak daha esrarlı ve karmaşık bir durumda sergilemektedir. Ve baş kahramanımız olayı çözdüğünde genel olarak "Nasıl yani?", "Böyle miydi?" gibi sorularla şaşkınlığıma sebep oluyor. Bütün kitaplarında aynı yöntemle ama farklı ve tekrara düşmeyerek bunu sergilemesi yazarı benim gözümde daha başarılı ve bir dahi yapmaktadır. Yazarı sevenler için yine güzel ve merak uyandırıcı bir eseri, okumanızı tavsiye ederim.
