"Tüm derinliğiyle karşımda yayılan yeni nesneler ve beni hazırlıksız yakalayan yeni fikirler bana yabancı. Bunları tanımak için zihnimde ne elverişli sözcükler ne de uygun tasvirler var. Bilgi alanımda apansız ortaya çıkıveriyorlar ve ele geçirilmez tarafları var!
bunlardan yararlandığım, bunlara hükmettiğim kadar maruz kaldığım
da doğru, fakat hafızamın akışında bir yerlerde asılı kalıyorlar. Oluşumların tarihini çizemiyorum, doğrularınada tanık olmadım. Ne olumlarından önce ard arda gelen bunalımları yaşadım ne de onlara varolma olanağı veren üretim biçimlerini... Sıyırıp atamadığım zorlamaları başıma musallat eden, alışkanlıklarımı altüt eden ve bir türlü
açıklığa kavuşturamadığım akıl almaz şeyler bunlar. Bununla birlikte
onlardaki bir taraf beni cezbediyor, çekiyor ve tüm çabamı harcamama
rağmen onlardan yardım almaktan alakoyamıyorum kendimi. Bütün zihinsel kategorilerini yaşadığım dünyada, şimdi açığa çıkmakta olan
şeylerin üstünü örtebilecek tarzda biçimlenmiş olması, düşüncemin
başka bir şekilde işlemesinden, beni çevreleyen şeylerin mantığına ters
giden varoluş alanları keşfetmesinden. Benim düşüncem, kavradığı
şeydeki somut gerçekliğin üstünü örterken, bir yerlerdeki üstgerçekliği'ni açığa vurur. Üzerini örttüğü şey, beni doğrudan etkileyendir açığa
vurduğuysa aksine, artık varolmayan şeydir; zira o şeye mal edilen
bu üstgerçeklik artık dünyamda yoktur, değişimlerin önüne geçilmez akışında sürüklenip gitmiştir. "