"Bir kavağın devrilme süreci içinde, bir öğle vaktinde, Kızılay'dan Pikniğe akan başkent kalabalığına, bir film makinasının objektifiyle bakmak ve objektife giren kişileri, bu devrilme olayı içindeki yerlerine oturtmak istedim." (Sevgi Soysal/Milliyet Sanat Dergisi, Eylül 1973)
Metinde Hatice Hanım'ı yönlendiren tek şey, post-travmatik öfke. Bu yüzden Hatice Hanım için ev, bütün korkularına karşı koyabileceği bir sığınak. Hatice Hanım, gündelik hayatında toplum içerisine çıktığında korkularının bir dışavurumu olarak nedenini kendi varlık alanı dışında gördüğü tek his olan öfkeyi yansıtır. Sığınağına geldiği zaman ise sadece ev işi yapmanın onu hayatın bir parçası yapacağını düşünür. Bunun sebebi ise elbette kadına biçilen toplumsal rolün, çocukluktan itibaren bilinçaltında yaşattıklarının bilinç yüzeyinde baskılanması sonucu özgür bir bilinç düşünümünün Hatice Hanım, tarafından gerçekleşememesidir. Hatice Hanım, bunu başarsaydı öfkesinin yol açtığı sağlıksız durumla da yüzleşecekti ama maalesef metin boyunca yüzleşemez.
İçinde bulunan toplumun değer yargılarına ve kanunlarına son derece muhafazakar tutumla yaklaşan Hatice Hanım, girdiği dükkanda bir avuç dolusu çay kaşığını satıcılar görmeden cebine atar. Hatice Hanım'a göre zamanında yaşanan bütün problemler toplumdaki değer yargıların yitirilmesi, özellikle gençler tarafından aşağılanmasıdır.
"Tezgâhtar Ahmet, Büyük Mağaza'nın bodurumunda başarısızlığa uğruyor" yan metnine dair bir küçük not:
Tezgahtar Ahmet'in sevgilisi Şükran ile kurduğu ilişki, kendi yükünü taşıyamayan, sevgililerin geçmişlerinin yükünü ve toplumun değer yargılarının yükünü de taşıyan bir ilişkidir. Bu açıdan bağımsız, salt bir ilişki anlatımını metinde göremeyiz. Tezgahtar Ahmet ve sevgilisi Şükran'ın ilişkilerindeki bilinçaltında bulunan toplumsal normların salık verdikleri, ilişki eylemsel düzeyde görülmeye başladığı zaman gürültüler halinde bilinç alanına, yani yüzeye çıkar. Bu anlamda metinde Alfred Schütz'ün "toplumsal tipleri"ni yorumlama alanı açılır. Böylece tezgahtar Ahmet ve sevgilisi Şükran'ın, gündelik hayatta toplumda sıkça karşılaştığımız kişiler olduklarını okur olarak fark ederiz; bu ilişki içindeki iki kişinin refleksleri de dahil bütün eylem biçimleri toplumsaldır ve tipseldir.
Bunların dışında Tezgahtar Ahmet'in sürekli kendini dükkan camekanında seyretmesi tüketim odaklı toplumsal fenomenlerin bir toplumsal tipin üzerindeki tezahürlerinin anlatımı olarak metinde yer alır.
1.Karamazov Kardeşler-Dostoyevski
2.Buddenbrooklar-Thomas Mann
3.Artamanovlar-Maksim Gorki
4.Bağlar-Domenico Starnone
5.Babalar ve Oğullar- Turgenyev
6.Oğullar ve Sevgililer-Lawrence
7.Kiralık Konak-Yakup Kadri
8.Yaprak Dökümü-Reşat Nuri
9.Eskici ve Oğulları-Orhan Kemal
10.Cevdet Bey ve Oğulları-Orhan Pamuk
11.Aile Günlüğü-Sergey